Kasım 2018

Birlik ve Dayanışma

Bu iki kelime birlikte ifade edildiği zaman anlamı derinleşiyor. Bizim açımızdan da iki yönlü bir önem arz ediyor. Birincisi; BİRLİK VE DAYANIŞMA işçi sınıfı mücadelesi açısından vaz geçilmez kavramlar. Vaz geçilmezin ötesinde sonuç almaya yönelik adım atma niyetinde olanlar için can alıcı bir kavram kombinasyonu. İkincisi; İşçi sınıfının politik örgütü genellikle sendikal, demokratik ve politik çevrelerde BİRLİK VE DAYANIŞMACILAR  olarak anılır, nitelendirilirler. devamı


Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Sedat TANER Yoldaş: “İşçi Sınıfı Var Oldukça TKP’yi Yok Edemeyeceksiniz!"

Türkiye Komünist PartisiATILIM: Partimizin 98. kuruluş yıl dönümü konusunda mesajınız nedir?

S.TANER Yoldaş: Öncelikle tüm yoldaşlarımızın ve işçi sınıfımızın nezdinde partimizin kuruluşunun 98. yıl dönümünü Merkez Komitemiz adına kutlamak isterim. Partimizin kuruluşu, kuruluş biçimi ve 98 yıldır parti tarihimizin dönüm noktaları aslında partili bakış açısıyla TC’nin tarihinin aynasıdır. devamı



Bedeller Göze Alınmazsa Herşey Havada Kalır

İşçi sınıfı mücadeleleri tarihinde önemli bir teorik ve pratik külliyat birikti. Bu birikimin ortaya çıkardığı deneyimlere rağmen günümüzde de devam eden sorunların çözümü genel hatlarıyla gelip örgütlenmeye dayanıyor. Bugünün ve geleceğin toplumunu inşa edecek olan “örgütlenme” bilinen formların dışında nasıl olmalıdır, bu konu üzerinde duracağım. devamı


Savaş ve Ekonomi

Donald Trump

Savaşlar ekonomik üretime bağımlıdır ve üretim tarzına göre değişim göstermektedir! Dolayısıyla bir bütün olarak kapitalist üretim  tarzı  savaş  olgusunu  şekillendirmektedir!

 

Kapitalizm öncesi toplumlardaki savaşların, ekonomik güçle ilişkisi çok açık görülemiyordu.

 

18. yüzyılın sonlarına  doğru  Avrupa'da başlayıp  ve  Amerika'ya uzanan sanayi devrimi ile üretim güçleri hızla gelişti. devamı


10 Eylül’ün Anlamı, Krizin Kaynağı ve Çıkış Yolu

Burjuvazinin sınıf karşıtı ve düşmanı işçi sınıfıdır. İşçi sınıfının avangart kolu, politik öncüsü ve örgütü Türkiye Komünist Partisi’dir. TKP, Türkiye devrimci güçlerinin dölyatağıdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde TKP kadar burjuvazinin, düşmanın ilgisini çeken, saldırı tahtasına oturtulan, ideolojik kirliliğe ve politik çürümeye uğratılmaya çalışılan başka bir politik örgüt yoktur. devamı


Halkın Birleşik Gücünü Oluşturmak Mümkündür

Ülkemiz gerçekliği; yaşamını, işgücünü satarak sürdüren çoğunluğun hiç de kendi yaşam koşullarından hoşnut olmadığı, her geçen gün yaşama şartlarının zorlaştığı, buna karşın yönetenlerin bir avuç azınlık lehine bu durumu görmezden gelme üzerine çeşitli cambazlıklarla politikalarını kurguladığı traji-komik durumda… Basın ve televizyonlarından, var olana sessizce katlanmak gerektiği vaaz edilen bu durum kaçınılmaz bir kader mi? devamı


YEREL SEÇİMLER VE OLMASI GEREKEN POLİTİKALARIMIZ

Ülkemizde yoksulluk diz boyu, sömürü alabildiğine vardır, zam zulüm, işkence ve faşizmin tüm yöntemleri uygulanırken zam üstüne zamlar yapılırken halklar “vatan, millet, sakarya” tarzı milliyetçi söylemlerle uyuşturuluyor. Halbuki halklar hemen demokratik tepkisini göstermeliydi. devamı


Kaygan Zeminde Politika ve Yığınların Örgütlenmesi

Ülke kaygan bir zeminde patinaj yaparak yönetilmeye çalışılıyor. Avrasyacı Ergenekoncular ile Amerikancıların yaşadıkları çelişkiler gün be gün su yüzüne çıkıyor. Amerikancılar Rusya ve Çin ile ilişkilerin sıkılaştırılmasına kesin kes karşılar. Sadece ekonomik olarak Türkiye’nin gereksinimlerini karşılayacak bir ithalat ve döviz getirecek ihracat ilişkilerinden yanalar. Siyasi olarak bir duvar çekiyorlar. Avrasyacı Ergenekoncularda ise durum farklı. devamı


100. Yıla Yaklaşırken İki Not

 

Partimi Arıyorum

 

12 Eylül’ün, küreselleşmenin, liki- dasyonun tozu dumanı arasında yitip giden insanlar, bir aralık bulduğunda ya- şama yeniden tutunma uğraşısıyla yollar aradılar. Dağılmışlığın yalnızlığını aşa- cak, kendini yeniden anlamlandıracak yollar... 12 Eylül ve süreçlerini hangi dü- zeyde yaşamış, zurnanın bilmem hangi deliğinde olursa olsunlar köklerini besle- yen özsu bir gün kurumuş yapraklarına can vereceği umudunu yitirmediler. devamı