Politika'dan


Seçimlerin verdiği mesaj

"Biz bu karanlık yolun sonunda doğacak güneşi görüyoruz"

İçine düştükleri krizin yükünü işçi sınıfının, emekçilerin, yoksul halkların sırtına yüklemenin hazırlıklarını yapıyorlar. 

İç politikada son on yıldır dozu sürekli sertleşerek yaşanan baskı, terör, sansür ve yasaklama uygulamaları bundan sonra daha sertleşerek devam edecek. Yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın ilk açıklamaları bunun işaretlerini verdi. Dokunulmazlıklar, grev yasakları, kayyumlar, gözaltı ve tutuklamalar sürecek. Sınıf ve özgürlük güçleri buna boyun eğmeyecek! devamı


1 Mayıs 14 Mayıs’ın Arifesidir

Ülke seçim sath-ı mahalline girmiş durumda. Toplum politize oluyor. Bu önemli. Ancak daha önemli olan işçi, emekçi ve yoksulların seçim olayına nasıl yaklaştıkları ile ilgili. Dini hassasiyetler ve milliyetçi duygular istismar edilerek egemen güçler tarafından kontrol altında tutulan bu kitleler konuya nasıl yaklaşıyor? Özünde yaşadıkları tüm temel sorunların nedeni olan burjuvaziyi neden desteklerler. Bu düğüm çözüldüğü anda ülkede sınıf mücadelesinin seyri değişecektir. devamı


Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini…

Gardiyanları ve yargıçları ve savcıları
Hepsi halka karşıdır
Kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları
Hepsi halka karşıdır
Dergileri, gazeteleri, bütün yayınları
Hepsi halka karşıdır

Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
Hepsi halka karşıdır
Zindanları, tutukevleri, işkence evleri
Hepsi halka karşıdır
Borsaları ve şirketleri ve iktidarları
Hepsi halka karşıdır
devamı


Bu Pisliği Ne Temizler?

Türkiye’nin 10 ili ve Suriye’nin bir kesimi şiddetli bir deprem ile darmadağın oldu. Yıkıldı. Çok can verildi. Günden güne artırılarak verilen ölüm sayıları biraz matematik bilen bir insan için gülünç… Yıkılan ev sayısı belli. Depremin gece saat 04:17’de herkes evlerinde derin uykudayken gerçeklemiş olması bir gerçek. Kurtulanların sayısı belli oldu. Demek ki ölüm rakamları bunun dışında kalan sayıdır. devamı


Züğürt tesellisi

İnsanların kendilerini kandırmaları kadar komik bir durum olamaz. Özellikle dışarıdan gözlemleyenler durumun farkında olduklarında, kendilerini kandıranları bir tiyatro gibi izlerler. Türkiye’de de 102 yıldır bu durum yaşanıyor. Kendilerine siyasal rakip ve tehlike olarak gördükleri Mustafa Suphi ve yoldaşlarını Karadeniz’in derin sularında kalleşçe katlederek Türkiye’de komünist hareketi, Türkiye Komünist Partisi’ni bitirebileceklerini zannettiler. devamı


Akıl tutulmasını tedavi etmek

Rejim içeride ve dışarıda dört koldan saldırıyor. Saldırmaya da devam etmeyi planlıyor. 2023 bütçe görüşmelerinde savaş ve güvenlik için bütçe 460 milyar TL olarak belirlendi. Bu rakam 24 milyar ABD dolarına tekabül ediyor. Bu da ayda 2 milyar ABD doları demektir. F-16 savaş jetlerinden atılan 1 adet bombanın maliyetinin 400 bin ile 1,2 milyon ABD dolar arasında olduğu bizzat AKP Genel Başkan vekili Nurettin Canikli tarafından itiraf edildi. devamı


Barış bilinci

Kapitalizm savaşlardan besleniyor. Bu her zaman böyleydi. Doğanın, kentlerin, insanların ölümü ve yıkımı umurlarında değil. Hatta işlerine bile geliyor. Bugün Türkiye’de savaş hazırlıklarına, silahlanmaya ve bizzat onyıllardır yürütülen savaşa ayrılan ve harcanan kaynaklar ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunların çözümüne kullanılsa hepimiz çok daha iyi yaşıyor durumda olacağız. devamı


“Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz”

Kömür madeni işçisiBartın’ın Amasra ilçesinde devletin kurumu olan TKİ’ye ait bir kömür madeni ocağında yaşanan grizu patlamasında 41 işçi canından oldu.

Can veren işçilerden biri, kazadan birkaç gün önce sosyal medyada “Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz” yazdığı ifade edildi. Madencilerin duvar yazılarından biridir, "Aşağıda ölüm var, yukarıda açlık. Aşağıdaki ölüm olasılık, yukarıdaki açlık kesin!” yazısı. Başka türlü yaşama koşulları ellerinden alınarak “cehennem kuyuları”nda çalışmaya mecbur bırakılan işçilere reva görülen “kader” bu işte. Esas sorun da bu kaderi kimlerin yazdığı ve kimlerin değiştirmesi gerektiğidir. devamı


Zamanı Geldi

TKP’liler arasında hararetli tartışmalar ve çalışmalar var. Bu kadar insanız… Parmakla saydığımız zaman benim diyen yasal kurulmuş sol ve sosyalist partiler kadar, hatta sayıca daha geniş bir çevreyi teşkil ediyoruz. Hepimiz sınıf savaşımının farklı ve hemen hemen tüm alanlarında aktif faaliyet yürütüyoruz. En az katkı sağlayanımız çevremizde “komünist abi bu konuda ne diyor acaba” diye etrafındaki herkesin görüşlerini kulak kabartıp dinletiyor. devamı