ONBEŞ’leri Mücadelemizde Yaşatıyoruz

ONBEŞ’leri Mücadelemizde Yaşatıyoruz

Komünist ve Politika Gazetesi

Komünistler bu yıl 28/29 Ocak 1921’in yıl dönümünü hummalı bir örgüt çalışması ile karşıladılar. Türkiye’nin tüm bölgelerinde Mustafa Suphi ve yoldaşlarının izinde Trakya, Anadolu ve Mezopotamya’yı adım adım ziyaret ettiler, toplandılar, tartıştılar, görüş ve önerileri aldılar. KOMÜNİST Teorik Dergi ile POLİTİKA Gazetesi’nin birlikte düzenledikleri Buluşmalar serisi bir ihtiyacın sonucuydu.

Örgütlenme amaçlı bu Buluşmalar aynı zamanda ideolojik ve politik alanda süreklilik içinde devrimci yenilenmenin somut adımları oldu. Gerçekleştirilen on Bölge Buluşması sonucunda onbeşe yakın il ve ilçeden toplantı düzenleme talepleri geldi. Toplantı yapılan merkezlerin bir kez daha ziyaret edilmesi de hesaba katıldığında Şubat, Mart, Nisan aylarında toplamda yirmibeş merkezde toplantı düzenleme planlaması güncel olarak önümüzde duruyor.

Halkın TKP’si Genel Başkanı Erkan Baş ile gazetemizin de aynı zamanda imtiyaz sahibi olan MUSTAFA SUPHİ VAKFI Başkanı Kemal Atakan’ın konuşmacı olarak katıldıkları Buluşma’lar farklı merkezlerde farklı bileşim ve niteliklerde gerçekleşti. Şimdi önümüzdeki aylarda düzenlenecek toplantılar, “Türkiye Komünist Partisi Yanıtlıyor” belgisi altında gerçekleştirilebilinir. Dünya, Bölge ve Ülke sorunları konusunda TKP’nin görüşleri, Savaşsız, Sömürüsüz ve Sınıfsız bir Dünya ve Türkiye için TKP’nin politik perspektif ve stratejilerinin ele alınabileceği bu ikinci tur Buluşma’lar çalışmaların niteliğini bir üst düzeye taşıyacaktır.

Bu çalışmalar ile yapılmaya çalışılan Mustafa Suphi ve yoldaşlarının başlattıkları mücadelenin devamını sağlamaktır. Komünistler arasında Kominternci, Bolşevik, Leninci hattın niteliksel olarak etkinliğini pratiğe dönüştürmektir. Bu hattın partimiz tarihinde devamı olan, Bilen yoldaş önderliğinde gerçekleştirilen 1973 ATILIM’ının nitelik ve niceliğini günümüz koşullarında yeniden ateşlemektir.

Bu atılımı gerçekleştirmek ve sürekliliğini garanti altına alabilmek için orta yaşlı ve genç kuşakları birbirine bağlamak, TKP’li komünist kuşaklar arasında ideolojik, politik ve örgütsel uyumu sağlamaktır.

2017 yılında ONBEŞLER’i anmak ve onların mücadelesini sürdürmeye ilişkin kararlılığı ortaya koymak her halde daha anlamlı ve somut olarak gerçekleştirilemezdi. Gösterişten, popülizmden uzak, somut, fiili, gerçek ve niteliksel bir faaliyet ile yoldaşlarımızı anmak onların anılarını mücadele içinde yaşatmanın en doğru yoludur.

ONBEŞLER BAŞLATTI, YÜZBİNLER SÜRDÜRÜYOR belgisini tekrar sınıf mücadelesinin her alanında yükseltmek, işçi sınıfı, ezilen, sömürülen emekçi halklar içinde yeniden kök salmak, sendikalarda, kooperatiflerde, demokratik kitle örgütlenmelerinde, yerel mahalli girişimlerde, niteliksel ve niceliksel etkinliğimizi artırmak, başta Kürt halkı olmak üzere farklı toplumsal ve ulusal kesimler ile eski günlerin, 70’li yılların TKP öncülüğünde bu alanlarda yürütülen mücadeleyi daha da ileri taşıyarak aşmak bugün TKP’lilerin en temel görevi olduğu anlaşılıyor. Biz KOMÜNİST ve POLİTİKA’nın tarif ettiği süreci böyle bir hamle olarak algılıyoruz.

TKP kurulduğundan itibaren bedel ödeyerek bugünlere gelmiştir. İşkenceler, zindanlar, sürgünler haricinde, verdiğimiz şehitler Mustafa Suphi’lerden, Kadri Erol (Kemal Tayfun Benol) yoldaşa binleri aşmıştır. Özellikle 70’li ve 80’li yıllarda yüzlerce yoldaş ve sempatizanımız kavgada toprağa düşmüştür. Deniz (Mustafa Asım Hayrullahoğlu) yoldaşımızın işkencehanelerdeki direnişi, ser verip sır vermemesi sadece inatla açıklanamaz. Deniz yoldaşımızın bu direnişinin özünde Marksizm-Leninizm bilimine çelikleşmiş bir inanç, Parti davasına bağlılık, sınıf kini, direniş ve mücadele azmi vardır. Tek başına kaldığı zaman dahi o koşullarda direnişin kırılamaması üstün bir komünist nitelik gerektirmektedir.

Deniz yoldaşın nezdinde işkencehanelerde direnenleri, Ahmet Hilmi Feyzioğlu gibi katledilenler, sokakta vurulan Meryem Karakızlar, Nevzat Bulutlar, Hüseyin Güzeller, Avni Eceler, Barış Yıldırımlar ve niceleri, kaçırılıp işkencede katledilen Ali İhsan Özgürler, Levent Taşçıoğlular, Miting meydanlarında katledilen 1 Mayıs 77 şehitlerimiz ve Kemal Tayfun Benollar... Bu yoldaşlarımızın tümüne sözümüz, andımız var! Bu yoldaşlarımızın tümü TKP’nin şeref ve onurudurlar.

Bugün çeşitli kalpazanlıklar ile kendilerine bu adı yakıştırmaya çalışanların, - savundukları görüşleri bir kenara bırakarak söylersek -, kendilerini ne denli feda etmeye ve her türlü bedeli ödemeye kararlı olduklarını mücadeleye yaklaşım pratikleri gösterecektir. Bugüne dek burunları kanamadan ve bedel ödemeden siyaset sahnesinde dans etmeleri ve Mustafa Suphilerden bugüne kanla yazılmış bir tarihin özneleri olamayacakları aşikarken bu girişimlerde bulunmaları onlar için taşıyamayacakları bir yüktür. Yol yakınken hatadan dönmelerini önermek bize düşen sorumluluktur, çünkü Türkiye Komünist Partisi, o adın kirletilmesine müsaade etmeyeceğini çeşitli vesilelerle açıklamıştır. Biz bu uyarıyı ciddiye alıyor ve kendi açımızdan ona uygun davranmayı görev biliyoruz.

Partili şairimiz Nazım Hikmet yoldaşımızın dizelere döktüğü gibi;

KAZIDIK ONBEŞLERİN İSMİNİ KANLI KIZIL BİR MERMERE!
BİR ÇELİK AYNADIR GÖZLERİMİZ,
ONBEŞLERİN RESMİNİ GÖRMEK İSTEYENLERE


Konuyla ilişkili diğer makaleler