Komünistler Buluşuyor

Komünistler Buluşuyor

Komünistler Buluşuyor

AKP/SARAY Rejimi Türkiye’yzifiri karanlığa ve kaosa sürüklüyor

15 Temmuz’u bir “lütuf” olarak gören iktidar, darbe girişiminin bastırılmasının ardından ilan ettiği OHAL ile gerici-faşist uygulamalarını arttırdı. Türkiye AKP eliyle bir açık hava hapishanesine çevrildi. Emperyalist-kapitalist sistemin küresel krizi, sıcak paraya bağımlı Türkiye ekonomisini de derinden etkiledi. Ülkemiz iç içe geçmiş iktisadi ve siyasi bunalımların içinden geçiyor.

OHAL rejimi, çi sınıfımızı hedef alıyor

Dünyada işsizliğin en yoğun yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye’de emekçiler “işçi kiralama”, “zorunlu bireysel emeklilik” gibi düzenlemelerle ağır saldırılara maruz kalıyor. Kıdem tazminatı tümden ortadan kaldırılmak isteniyor, kamuya ait bütün kurumlar peşkeş çekiliyor. İşçi sınıfımıza, bütün kazanımlarının elinden alındığı, güvencesiz bir çalışma ortamı ve kölelik koşulları dayatılıyor. Kriz bahane edilerek toplu işten çıkarmalar yaşanıyor, sendikalar rejim kontrolünde etkisizleştiriliyor.

OHAL rejimi, demokratik haklarımızı ve siyasi özgürlüklerimizi hedef alıyor

En temel insan hakları olan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor. Toplanma ve yürüyüş hakkımız elimizden alınmak isteniyor, derneklerimiz kapatılıyor ve örgütlenme özgürlüğümüze darbe indiriliyor. Meclis ilen işlevsiz hale getiriliyor ve milyonlarca yurttaşın siyasi iradesi rehin alınmaya çalışıyor. Bu faşizan uygulamaların kalıcı hale gelebilmesi için, iktidar yeni anayasa ve başkanlık dayatmasında bulunuyor.

OHAL rejimi, halkların kardeşliğini hedef alıyor

Kendi iktidarını kalıcılaştırmak için Türkiye’yi ve bölgemizi ateşe atmaktan çekinmeyen AKP iktidarı kirli bir savaş politikası yürütüyor. Irk ve mezhep ayrımları kaşınıyor. Türk-İslam sentezine dayanan ideoloji kullanılarak, Kürtler düşman ilan ediliyor, Aleviler yok sayılıyor. İktidar tarafından desteklenen cihatçı terör örgütleri katliamlara imza atarken, emperyalist hiyerarşide yukarılara tırmanmak isteyen patron sınıfı ve onun temsilcisi AKP, Irak ve Suriye’yi tehdit ediyor.

OHAL rejimi laikliği ve özgür düşünceyi, kadınlar ve gençleri hedef alıyor

AKP iktidarı insanların kardeşçe bir arada yaşayabilmesi, bilimsel düşüncenin yaygınlaşabilmesi, siyasetin ve toplumsal ilişkilerin taassuptan kurtarılabilmesi için elzem olan laiklik ilkesini tümüyle ortadan kaldırmak için seferber olmuş durumda. İktidar bu sayede sömürünün sorgulanmasını engellemek, yurttaşlık kavramını tebaa ile ikame etmek istiyor. Akademi, saraya tabi kılınarak özgür düşüncenin önü kesiliyor, gençlerimiz “kindar ve dindar nesil” hedefine uygun olarak yetiştiriliyor. Yobazlık, en çok kadınları tehdit ediyor. Kadınlar katlediliyor, onlara dönük tecavüz ve şiddet sıradanlaşıyor, yasalaştırılmaya çalışılıyor. Toplumsal yaşamda kadın yok edilmek isteniyor.

Emekçi sınıflarımız bu zifiri karanlıkta bir çıkış kapısı, bir umut ışığı arıyor.

Bütün bu gelişmeler AKP/Saray Rejiminin gücünden değil, zayıflığından ve çözümsüzlüğünden kaynaklanıyor.

Gün komünistlerin derlenip dirilmesi, kurtuluş mücadelesine önderlik etmesi günüdür.

Emperyalist-kapitalist düzenin yalnızca Türkiye’de de değil tüm dünyada büyük bir kriz yaşadığı, halklara savaşlar, ölüm ve kölelikten başka bir yol gösteremediği bir ortamda sosyalizmin olanca güzelliği ve insancıllığıyla boy gösterme vakti geldi.

İnsanlık sosyalizmi özlüyor.
Komünistlerin söyleyecek sözü, yapacak işi var.

EMEK adına, emekçinin, yoksulun, ezilenin, işsizin hakkını almak için;

ÖZGÜRLÜK adına, muhali n, gazetecinin, aydının, akademisyenin, Kürt halkının, kadının ve gencin sesi olmak için;

LAİKLİK adına, ilerici değerlerin, yurttaşlığın, özgür ve bilimsel düşüncenin kazanması için;

BARIŞ adına, şehirlerin bombalanması, yakılıp yıkılması, sivillerin katledilmesini engellemek, milyonların zorunlu göçüne son verebilmek, halkların kardeşçe ve birlik içinde yaşamasının koşullarını yaratmak için; Türkiye’nin komünistleri Türkiye Komünist Partisi’nin 10 Eylül 1920 Bakü Ruhuyla bir araya geliyor.

İktidarla göğüs göğüse mücadele ediyor, sosyalizmin toplumsal bir güç haline gelmesinin yolunu açıyoruz.

Türkiye’nin dört bir yanında buluşuyoruz.

Dağınık olanı derleyip düzenliyor, parçalanmış olanı bir bütün yapıyoruz.

Mustafa Suphi ve yoldaşlarının izinde yürüyoruz.

Yüreklerimizi, akıllarımızı, güçlerimizi birleştirelim.

Safları belirleyelim ve güçlendirelim. 


Konuyla ilişkili diğer makaleler