Yargılamak ve Sorgulamak Üzerine
Son zamanlarda şovenizm, milliyetçilik (kimileri ulusalcılık diyor) ve faşizm üzerine sosyal medyada paylaşımlar, şikayetler ve yazılar(bazı yazılar dolu dolu) okuyorum. Bunlardan biri, daha önce benim de paylaştığım Rıza Tüzmen’in, “Hem solcu hem ulusalcı olunmaz.” dediği yazı. Bir diğeri, genç bir arkadaşımızın (T. Kulaçoğlu) “Ya arkadaş, anlamıyorum; faşistler gerzek olduğu için mi faşist oluyor, yoksa faşist olduğu için mi gerzek oluyor?” sorusu. devamı

Emile François Zola, (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902) Fransa’da Natüralizm akımının öncüsü olan ünlü bir yazardır. Zola’nın şöhreti, aslında çokça dillendirilmeyen Dreyfus Davası’nda takındığı yürekli aydın tavrından kaynaklanmaktadır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa Devlet Başkanı’na “İtham Ediyorum!” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı bir süreliğine Fransa’yı terk ederek Londra’ya yerleşti.