POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 06.01.-12.01.2020
LİBYA GELİŞMELERİ
Türkiye ile Rusya’nın gündeme getirdi Libya’da ateşkes sağlanması konusuna ilişkin ilk kez somut adım atıldı. Daha önce çağrıyı kabul etmeyen Hafter ateşkesi kabul ettiğini açıklarken, “olası saldırılara çok sert yanıt vereceği” tehdidini de tekrarladı.
Bu açıklamadan kısa süre sonra Hafter, Libya’da havan topu yüklü bir Türk İHA’sını düşürdüklerini ve bunun ateşkes ihlalı olduğunu açıkladı. Sarrac hükümeti de ateşkesi kabul ettiğini açıkladı. Erdoğan daha önce BM’nin kabul ettiği meşru Sarrac hükümeti ile “darbeci” olarak nitelendirdiği Hafter arasında ateşkes girişiminde bulunmayacağını, her iki kesimin aynı kefeye konulamayacağını belirtmişti. Oysa Erdoğan Rusya ile görüşmesinden sonra tutum değiştirerek doğrudan ateşkes sağlanması girişiminde bulundu. Ateşkes ilanından sonra da Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın, konuya ilişkin duydukları memnuniyeti açıklarken, bu ateşkesin aynı zamanda Türkiye’nin diplomatik başarısı olduğunu ileri sürdü. Oysa Türkiye, bölgedeki savaşı derinleştirmek adına bölgeye paralı asker göndermişti. Sarrac hükümetinden yana tavır alan İtalya’dan ise Libya ateşkesini denetlemek için “Türkiye, Rusya ve İtalya’nın oluşturacağı 3’lü mekanizma” kurulması önerisi geldi. İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio’nun önerisine destek veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu fikre destek verdiğini söyledi. Ateşkes kararından sonra daha önce Türkiye ile Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Paylaşımı anlaşması imzalayan UMH Başbakanı Feyyaz el Sarrac, soluğu İstanbul’da aldı ve Erdoğan ile görüştü. Bir süredir Libya dışında olan Sarrac ile ilgili farklı söylentiler de yayılmaya başlamıştı. Öte yandan Libya, İran ve Suriye gibi bölgesel konulara ilişkin diplomasi trafiği gittikçe yoğunlaşıyor. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile görüşürken, seçildikten sonra Türkiye’ye ilk ziyaretini yapan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmişti. Her iki görüşmede de İran, Libya, Suriye gibi bölgesel sorunlar ile Türkiye AB ilişkileri gibi spesifik konular ele alınmıştı. Görüşme sonrasında twitter hesabından açıklama yapan Michel, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dolmabahçe'de bir görüşme gerçekleştirdik. Avrupa Birliği ve Türkiye'nin Ortadoğu ve Libya'daki tansiyonu düşürebilmek için birlikte çalışabileceğini konuştuk" ifadesini kullanmıştı.
Basına az yansıyan bir bilgiye göre Ukrayna uçağında 63 Kanada pasaportlu yolcu bulunuyordu. ABD’nin İran’a kendi görevlilerini Kanada pasaportları ile giriş çıkış yaptırdığını vurgulayan bir kaynak 63 Kanadalının aslında CIA görevlileri olduğunu ve Kiev üzerinden İran’dan çıkarılmak için bu uçağa bindiklerini belirtiyor. Eğer bu bilgi doğruysa Devrim Muhafızlarının uçağı hiç de yanlışlıkla düşürmedikleri, sadece Kanada ile yeni bir diplomatik kriz yaratmamak için olayın üstünü örtmek için “özür” diledikleri dile getiriliyor.
ABD-İRAN GERİLİMİ
ABD-İran gerilimi de gündemdeki yerini koruyor. İran’ın ABD’ye misilleme yaptığı gün İran’da düşen Ukrayna uçağının düşme nedeni beli oldu. Kanada ve Trump’ın “Uçağın düşürüldüğüne ilişkin” şüphelerini reddeden İran yönetimi, hafta sonu 176 insanın ölümüne neden olan uçak düşürme olayının kendileri tarafından yapıldığını kabul etti. İran Genelkurmay Başkanlığı uçağın yanlışlıkla düşürüldüğünü açıklarken, İran Dışişleri Bakanlığı özür diledi. Ukrayna İran’a seferlerini iptal etti ve İran Hava sahasını kullanmayacağını açıkladı. İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise yaptığı açıklamada, "Bu kolayca kenara bırakılacak bir mesele değildir. Bu affedilemez yanlışın sorumluları hakkında işlem yapılmalıdır" dedi. Açıklamalardan sonra İran’da yönetime yönelik ciddi tepkiler oluşmaya başladı. İran yönetimi uluslararası alanda da zor duruma düştü. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Twitter hesabı askıya alındı. Konuyla ilgili Twitter'dan henüz bir açıklama gelmedi. Türkiye’ye gelen ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey bölgede halen en önemli sorunun İran olduğunu açıklamıştı. ABD Savunma Bakanlığından dün yapılan bir açıklamada ABD Başkanı Trump’ın ABD ile önkoşulsuz müzakereye açık olduğunu belirterek, "Herhangi bir ön koşul olmaksızın yeni bir yola ilerlemek için oturup müzakere etmeye, İran'ın daha normal bir ülke olması için atılacak adımları konuşmaya hazırız" ifadeleri kullanıldı. Trump’ın açıklamalarından hemen sonra ABD’nin Irak’taki bir askeri üssüne yeniden füzelerle saldırı girişiminde bulunuldu. Saldırıda Irak askerlerinin hayatını kaybettiği açıklandı.
İÇ POLİTİKA
İç siyasi gündemde de pek çok farklı konu öne çıkıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, iktidarın yapılacak ilk seçimde gideceğini ifade ederek, “Bunlara güvenenlere bir şey söyleyim: Bu adam gidici. Kalma ihtimali asla yok. Bütün iş dünyası, bürokrasi dünyası ve yargı dünyası hesaplarını buna göre yapsın” açıklamasında bulundu. Bir süredir HDP’nin gündeme getirdiği “Erdoğan ve AKP gidecek” söylemi böylece taraftar buluyor ve bu da beraberinde yeni bir iktidar arayışını getirebilir. Hafta sonu Selahattin Demirtaş’ın Devran kitabının tiyatroya çevrilip sahnelenmiş olmasını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu doğrudan hedef aldı ve Kadir İnanır üzerinden tiyatro gösterisini izleyenleri tehdit etti.
BİRLEŞİK METAL - MESS
Birleşik Metal İş Sendikası ile MESS arasında üren grup toplu iş sözleşmesi konusunda MESS metal işçilerini açlığa mahkûm etme politikasını sürdürüyor. Buna karşın Birleşik Metal İş Sendikası üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını ve öncesinde uyarı olarak 8 Ocak Çorlu, 9 Ocak Mudanya, 10 Ocak Bilecik mitinglerinden sonra bugün 13 Ocak Eskişehir mitingleri düzenledi. Eylemler 14 Ocak Mersin, 16 Ocak Kocaeli ve 17 Ocak İzmir mitingleriyle devamö edecek. Örgütlü metal işçşieri MESS patronlarına boyun eğmeyecek.