Darbeciler Kemal Türkler’den korkuyordu
Kemal Türkler katledileli 35 yıl geride kaldı. Ben, 12 Eylül faşist darbesiyle Kemal Türkler’in öldürülmesi arasında hep bir bağlantı olduğunu düşündüm. 12 eylülcülerin faşist darbe ortamını hazırlarken bir yandan da “ayrık otları”ndan kurtulma çabasıydı Kemal Türkler’in kontrgerilla tarafından ortadan kaldırılması. Darbeci generaller 12 eylül sabahı darbeye karşı çıkabilecek ses istemiyordu belli ki. devamı
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 verilerine göre, Türkiye’de 15-24 yaş arası işsiz genç oranı %18.7’, yükseköğretim mezunu olan gençlerdeki oran ise %29.3’. Bu durumda üniversite okuyan gençlerin üçte biri işsizlike boğuşurken, lise okuyan gençlerin beşte birinin işsiz olduğu kaydedilmekte.

“Sınırsız olanaklar ülkesi” ABD’nde yapılan bir araştırma, her 8 saatte 1 insanın polis kurşunları ile öldürüldüğünü ortaya çıkardı. Sosyal medyada yayınlanan bilgiler bu tespiti teyit ediyor. Burjuva medyası dahi buna değiniyor ve polis şiddetini kanıtlayan video ve fotoğrafları ekranlara, gazete sayfalarına taşıyor. Ancak “tarafsız” habercilik gibi görünen bu yayın politikası rafine bir kurgu ile polis ve devlet şiddetini münferitleştirmekte, son derece haklı protestoları ve protestocuların kendilerini polis şiddetine karşı savunmalarını “terror gösterileri” gibi kavramlarla genelleştirmektedir. ABD’nin Ferguson veya Baltimore gibi kentlerinde patlak veren toplumsal olayların burjuva medyasındaki haberlere konu oluş biçimi, bunun iyi örneğidir. 
Manisa’da 6 Temmuz 2015’te, içinde mevsimlik tarım işçilerini taşıyan kamyonetin karıştığı trafik kazası sonrasında 13’ü kadın, 15 kişi yaşamını kaybetti. Kapitalizmin esnek ve güvencesiz çalışma koşulları, insanları bir kamyonet kasasına hapsedip, ölüm solutuyor.
1980 darbesinin karanlığı, 5 Temmuz 1991 gecesinde Diyarbakır’da kendini gösterdi. Diyarbakır HEP İl Başkanı Vedat Aydın, İstasyon Caddesi’ndeki evinden silahlı ve telsizli kişilerce alınmış, üç gün sonra ise cansız bedeni, Elazığ-Maden’de kimsesizler mezarlığında bulunmuştu. Saatlerce işkence edilmiş, kafatası parçalanmış, kolları ve bacakları kırılmış, kalaşnikofla taranıp delik deşik edilen Vedat Aydın’ın cansız bedeni, Diyarbakır’da isyanı da büyütmüştü. Cenazesi; ailesi, yakınları, dostları ve yoldaşları başta, yüz binlerce insan tarafından Diyarbakır’da defnedildi.