Yeniden Merhaba!

Yeniden Merhaba!

Sizlere yeniden merhaba diyoruz...
Dostlar, yoldaşlar, arkadaşlar, merhaba...
Otuz dört yıl sonra merhaba...

Bu satırları yazarken ve okurken, “...dostların arasındayız, güneşin sofrasındayız...” bestesinin sözleri dudaklarımızı kıpırdatıyor.
Ancak biz sadece dudak kıpırdatmak ile yetinmek istemiyoruz.

Fabrikalarda, tersanelerde, maden ocaklarında, atölyelerde, semtlerde, okullarda,  üniversitelerde..., işçi sınıfının, tüm ezilenlerin sesi, soluğu olmak istiyoruz.

Kürt halkının, Lazların ve tüm asimile edilmeye çalışılan halkların, ezilen, sömürülen Türk  halkının, Türkiyeli sesi ve soluğu olmak istiyoruz.

Sokaklarda, meydanlarda ama aynı zamanda yerel halk meclislerinde, “benim de söyleyecek sözüm var” diyenlerin, sesi, soluğu olmak istiyoruz.

Türkiye politikasına müdahale etmek istiyoruz. Komünistlerin bu ülkede son sözlerini  söylemediklerini hatırlatmak istiyoruz.

Türkiye’nin en köklü, en eski ama en genç hareketinin sesi ve soluğu olmak istiyoruz.

Mustafa Suphi’lerin, Mustafa Hayrullahoğlu’ların, Ali İhsan Özgür’lerin, Talip Öztürk’lerin, bir hiç uğruna ölmediklerini ispatlamak istiyoruz.

İsmail Bilen’lerin, Yakup Demir’lerin, Nazım Hikmet’lerin, Behice Boran’ların sürgünde ölmelerinin bizler için hiç de doğal olmadığını birilerine hatırlatmak istiyoruz.

İbrahim Kaypakkaya’ların, Mahir Çayan’ların, Deniz Gezmiş’lerin, Mahsum Korkmaz’ların yüreklerine yüreklerimizi katmak istiyoruz.

Türkiye İşçi Sınıfı Hareketi ile Kürt Özgürlük Hareketi’nin stratejik işbirliğinin pratikte geliştirilmesi için üzerimize düşen rolü oynamak istiyoruz.

İşçi sınıfının, üretimden gelen gücünün farkındalığını yaratmak istiyoruz.

“Türkiye işçi sınıfına selam, selam yaradana” diyoruz.