Tribünleri Boşaltıp Seyirciyi Sahaya İndirmek…

Tribünleri Boşaltıp Seyirciyi Sahaya İndirmek…

Türkiye’nin her şeyi alt üst olmuş vaziyette. Ne eğitim ve sağlık sistemi, ne silahlı kuvvetler, ne devlet kurumları, ne parlamento, ne de ekonomi ve politika. Hiç biri işlemiyor. Ancak devlet yöneticilerinin, burjuva siyasetçilerinin ve bürokratların söylemlerine bakarsanız her şey tıkırında yürüyor. Sadece iç ve dış güçler, Türkiye düşmanları etrafımızı sarmışlar ve Türkiye’yi bitirmeye çalışıyorlar. Zannedersiniz ki her şey yolunda…

Suriye, Orta-Doğu, Zarrab, Man Adası, CHP, AKP, Kudüs, PKK, PYD, gibi gibi kavramlar her gün kulaklarımıza şırınga ediliyor. Burjuva siyasetçilerin tümü birbirini suçluyor, ağıza gelmeyecek hakaretler ediyorlar, birbirlerinin boynuna ip takacaklarını ilan ediyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz ya el sıkışıp, birbirlerinin ellerini sıkıyorlar, ya da aynı mitingde kürsü paylaşıyorlar.

Bu siyaset kirlenmiş bir siyaset. Bu düzen çürümüş bir düzen. Can çekişiyor ama ağlayanı yok.

Fakat aktörler görüntüde kuyruğu dik tutuyorlar. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çaba sarfediyorlar. Bu şovu çekmek için de kılıktan kılığa giriyorlar. Ve de en önemlisi henüz seyirciyi kandırabiliyorlar.

Seyirci… evet seyirci. Çünkü devlet yöneticileri ve burjuva politikacıları tribünlere sesleniyor. Tribünlere şov çekiyorlar. Ve tribünlerdekiler henüz izliyor. Neden, niçin, nasıl hala izliyorlar? Bu sorunun yanıtını kendilerine vermek zorunda olanlar seyircilerin kendisi değil. Bu iktidara ve düzene karşı olanlar. Bu çürümüş ve lime lime dökülen sisteme karşı olanlar. Sosyalizmi savunanlar.

Seyirci, seyirci olmaktan çıkıp tribünlerden sahaya inince bu çürümüş düzenin burjuva politikacıları belki yine tribünlere seslenmeye çalışacaklar ama tribünler boş olacak, onları dinleyen olmayacak.

O zaman bugünki kibirli, yalancı, sahtekar söylemlerinin hiç bir anlamı kalmayacak.

Devrimciyim, demokratım, sosyalistim, komünistim diyen herkesin şapkasını çıkarıp önüne koyması lazım. Önümüze koymamız lazım. İstisnasız hepimizin. Bunu becerdiğimiz zaman tribünler yavaş yavaş boşalmaya başlayacak. Bir boşalmaya başladığı zaman kalanlar da bir anda tribünleri terkedecek. İşte bunu sağlamanın sorumluluğunun kimlerde olduğunu biliyor olmalıyız.

Politika