Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 9 Ekim 2019 Tarihli Çağrısı
Suriye ve Rojava’ya Yönelik İşgal ve Savaşa Karşı Çıkalım!
TSK unsurları bugün saat 16:00 itibarıyla Suriye ve Rojava topraklarına karşı saldırıya geçti. Bu saldırı BM üyesi bağımsız Suriye devletine karşı bir işgal ve savaş ilan etme girişimidir. Aynı zamanda da Suriye’nin kuzey ve kuzey doğusundaki Rojava Özerk Bölgesi’ne yönelik bir imha ve işgal harekatıdır.
ABD ve NATO “tavşana kaç, tazıya tut” politikası uygulamaktadırlar. ABD emperyalizmi ve NATO bu savaşa seyirci kalıyor gibi gözükerek TC’yi fiilen destekleyeceklerdir. ABD emperyalizmi ve NATO’nun bu politikaları deşifre edilmelidir.
TC, bu savaşı başlatırken Suriye’nin kuzeyinde oluşan “terör koridorunu” yok etmek için harekete geçtiğini açıklamıştır. TC Suriye’nin kuzey ve kuzey doğusunda özgürleşen Rojava demokratik, özerk halk yönetiminden rahatsızdır. Asıl amacı Rojava’daki demokratik halk yönetimini yıkmaktır ve o bölgeyi imha etmektir. Bu bölge aynı zamanda Suriye’nin resmi ve uluslararası olarak onaylanmış devlet sınırları dahilindedir. TC böylece Suriye’ye de savaş açmıştır.
TC tarafından işgal edilmesi hedeflenen bölge 600 kilometre uzunluğunda ve 40 kilometre derinliğinde, yani 24.000 kilometrekarelik bir alandır. Resmen Suriye topraklarıdır, ve aynı zamanda Rojava özerk yönetiminin kurulduğu bölgedir. Bu bölgede Kürt, Arap, Ermeni, Asuri Nasturi, Süryani, Çerkes ve Türkmen halkları dostluk içinde yaşamaktadırlar ve gerek tek tek il ve ilçeleri, gerekse de tüm Rojava’yı bu milliyetlerin temsilcilerinin yer aldığı Demokratik Halk Meclisleri ile yönetmektedirler.
TC, bu savaş ve işgal harekatına girişmek için oldukça uzun zamandır plan yapmakta ama aynı zamanda tedirginlik yaşamaktadır. Çünkü bu savaş Suriye’ye karşı bir savaş demektir ve de Kürtlere yönelik bir işgal ve imha harekatıdır. İşgal edilmesi için harekete geçilen bölge tamamıyla uluslararası kararlarla uçuşa kapalı hava sahası olarak ilan edilmiştir. TSK savaş jetlerinin hava harekatları, sadece Suriye hava sahasının ihlali değil aynı zamanda uluslararası kararların da ihlali anlamına gelmektedir.
TC, Rojava’yı imha ve işgal etmek için harekete geçmiştir ama özünde Suriye devletine karşı savaş açmıştır. Suriye devletinin savaş jetleri ve S-300 savunma füze filoları ile bu saldırıya yanıt vermeleri en meşru haklarıdır. Bölgesel özerk Rojava Halk Savunma Güçlerinin ve Suriye Silahlı Kuvvetlerinin bu savaş ilanına karşı birlikte meşru savunma harekatına girmesi gerekmektedir. Rusya Federasyonu Suriye devleti ile aralarında bağıtlanmış olan ortak savunma anlaşmasına dayanarak Suriye ve Rojava silahlı güçlerine destek vermek zorundadır.
Rejim havadan Suriye ve Rojava yerleşim bölgelerine, il ve ilçelerine, masum halklara saldırmaktadır. Şehirler ve köyler ateş altındadır, yanmaktadır. Ardından da IŞİD unsurlarından ve kontralardan oluşturdukları çapulcuları savaşa süreceklerdir. Kürt ve Arap halklarını bölerek birbirlerine karşı kışkırtarak savaştırmaya çalışıyorlar. Bu unsurlar telef olacak ve mümkün olduğu kadar az TSK unsurunun kara saldırılarına girişmesinin önlenmesi planlanmaktadır. Çünkü Türkiye’nin il ve ilçelerine ihtiyaçlarından fazla cenaze gelmesini istememektedirler.
MHP destekli AKP-Saray Rejimi TC devletinin ırkçı, tekçi ve işgalci doktrinine uygun olarak bu savaşı başlatırken ateşle oynamaktadır. Devlet ve rejim Türkiye içinde çözemediği ve ağır bir kriz düzeyine yükselen ekonomik ve siyasi bunalımını dost komşu halklara ve devletlere savaş açarak çözmeye çalışmaktadır. Rejim siyasette kaybettiği konumları yeniden geri kazanmak için “milli birlik” duyguları yaratmak ve siyasette gerçekleştiremedikleri “Türkiye İttifakını” gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ne ki bu ittifak zaten vardır. AKP, MHP, CHP, BBP, İP ve VP bu kirli ittifakın bileşenleridir. 8 Ekim’de TBMM’de onaylanan “savaş teskeresi” AKP, MHP, CHP ve İP arasındaki bu uğursuz ittifakı bir kez daha tescillemiştir.
Hiç bir diktatör kendi halklarını savaşa sürmeden tahtını terketmemiştir. Bu işgal ve savaş girişimi rejimin sonunu daha da yakınlaştıracaktır. Rejim ne içerdeki sorunlarını çözebilecek, ne de dost ve komşu ülkelere karşı planladığı hedeflere ulaşabilecektir.
Türkiye’nin tüm barış ve demokrasi güçlerini savaşa ve işgale karşı seslerini yükseltmeye ve fiilen harekete geçmeye çağırıyoruz. Suriye silahlı kuvvetlerini, Suriye Demokratik Güçleri’ni direnişi ve saldırıyı geri püskürtmeye çağırıyoruz. Rojava’da oluşan enternasyonal demokratik savunma güçleri bu savaşta emsalsiz kahramanlıklar sergileyeceklerdir, onlarla sınırsız dayanışmamızı ilan ediyoruz.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
9 Ekim 2019