Her Yer Toz Dumanken, Biz Ne Yapmalıyız?
AKP ve Saray’ın 1 Kasım seçimlerinden sonra yaptıkları siyasi darbeden bugüne, her günümüz akıl almaz hukuksuzluk, baskı, saldırı, katliam sahnelerine şahit olmakla geçti. Bunun en son halini de darbe girişiminden sonra yürürlüğe koydukları OHAL ile yaşıyoruz. Kürdistan'da savaş olduğu gibi devam ediyor, işçi ve emekçiler insafsızca ve her türlü akla gelmez yöntemle sömürülüyor ve eziliyor,
FETÖ operasyonları adı altında ilerici ve demokrat akademisyen ve eğitim üyeleri gün be gün tutuklanıyor, işten uzaklaştırıyor, HDP'yi ellerinden geldiğince güncel siyasetten soyutlamaya, üniversite ve liselerde kayyum ve fişlenme yaygınlaştırılıyor, eğitim ve öğretim gericileştirilip, Türk-İslam ideolojisi dayatılıyor. Kısacası AKP ve Saray kendi iktidarlarını sağlama almak için her yerde bir dağıtma ve yeniden yapılandırmaya girişmiş durumda. Yani bu da herşeyin kaypak bir zeminde ceryan ettiğinin anlamına geliyor. İktidar bütün gücüyle, elinde ne var ne yok, muhalif olan her kesimi sindirmeye, katletmeye, dağıtmaya ve pasifize etme çabasında. Yani aslında kan kaybediyor...
Peki bütün bunlar yaşanırken, biz öğrenci, işçi ve köylü gençlere nasıl yansıyor bu durum? Okulda, işte, sokakta, tarlada, evde nasıl bir değişime uğradı/uğruyor hayatımız?
Yani eğitimimiz iktidarın ideolojik dayatması altındayken; hocalarımız tutuklanırken, işten uzaklaştırılırken; eğitim kurumları piyasaya entegre edilip, erken yaşta ucuz işgücü fabrikaları haline gelirken; İmam Hatip ve özel liselere mecbur bırakılırken; Üniversiteye borçlu başlarken; Ekonomik olarak zamlarla, vergilerle, kredi borçlarıyla boğuşurken; Uzun çalışma saatleri ve sigortasızlıkla belimiz bükülürken... Evet, nasıl değişti hayatımız? Yani kısacası okuyabilmek, gelişebilmek ve hayatta kalabilmek için, ilk önce bu kapitalist sistemin ve onun temsilcisi iktidarın eleğinden geçerken, nasıl değişiyor hayatımız?
Bütün bunlar olurken ne yapabiliyoruz veya ne yapabiliriz biz gençler? Veyahut bütün bu olan duruma karşın ne istiyoruz ne istemeliyiz?
Yukarıda sayılan ve daha da sayamadığımız bütün bu sorunlar, eksikler ve ihtiyaçlar bir bütünün parçası ve sonuçları olduğu hepimizin malumu. O zaman biz de genelde ve yerelde özerk, demokratik ve özgür bir ortam oluşturmayı isteyebilir, bunun için ter dökebilir ve savaşım verebiliriz. Özerk bir eğitim sistemi, çünkü merkezi, tek tip ve piyasacı bir eğitimin çilesini çekiyoruz, halbuki biz okullarımızın yönetimlerine katılmak istiyoruz. Demokratik bir eğitim sistemi, çünkü yönetimde ve verirlen kararlar, yereli dışdalayarak, iktidarın keyfiyetine bağlı, bir eğitim sistemimiz olduğu için. Özgür bir eğitim sistemi, çünkü, bütün kesimlerin kendini ifade edebildiği, hak ve hukuklarının olduğu, bir özgür eğitim sistemimiz olmadığı için.
Bunlarla çözecek miyiz herşeyi? Hayır! Biz toplumun en dinamik parçalarıyız. Yani dağ bayır dinlemeden, okyanuslara akmaya çalışan ırmaklar gibi. Bunun için öğrenci gençler olarak, bulunduğumuz her yerde toplumun akışında belirleyici etkenlerden birisi olan eğitim sistemi için direnmeli, çabalamalı ve savaşımalıyız. Yani toplumun daha demokratik, kültürel, bilimsel ve ekonomik değişiminde belli bir sorumluluk sahibiyiz. Yani gelecek bizim ellerimizde de harmanlanıyor.
Bunun için de.... Somut olarak ne yapmalı?