Kimin İçin Çıkmaz Sokak?

Kimin İçin Çıkmaz Sokak?

Erken seçimlerin gerçekleştirilmesi eğer seçim sonuçlarında çok fazla bir değişiklik olmaz ise verili durumu değiştirmeyecek. Partilerin oy oranlarında belirli artma veya eksilmelerin olması çok fazla önem arz etmiyor. Bu, AKP İktidarı ve onu destekleyen güçler açısından bir çıkmazı ifade ediyor. Çünkü onlar tartışmasız ve tek başlarına bir iktidarı hedefliyorlar.

Bu tür hesaplamalar ile oyalanmak bizim tarzımız olmamalı. Biz biliyoruz ki, toplumsal olarak ilerlemeler kaydedecek tüm süreçler parlamento dışı mücadelenin gelişim düzeyi ile belirlenir. Son tahlilde parlamento bileşimini de belirleyen parlamento dışı, yani gerçek toplumsal mücadele alanlarıdır.

Ülkede, egemen sınıflar açısından bir yönetim krizi oluştuğu tespitine katılıyorsak, bu kriz onların krizidir, ne yaparlarsa yapsınlar dememeliyiz. Onlar, krizlerini kendi amaçları doğrultusunda çözmeye çalışacaklardır. Bizler ise sınıfın amaç ve istemleri açısından zaten gerekli olan adımları atmalıyız. Bu amaç ve görevlerimiz ülkedeki egemen sınıfların yönetim krizinden kaynaklanmıyor. Ama bu yönetim krizi işçi sınıfı ve emekçi halkların istemlerini yaşama geçirmek için daha uygun koşullar yaratıyor. Karşımızda güçlü bir yönetim yerine, yönetim krizi içinde olan bir burjuvazinin olması sınıf mücadelesi açısından bir avantajdır.

Parlamento içi matematiksel hesaplara girmeden, bizim üzerimize düşen en önemli güncel görev, çıkarları işbirlikçi tekelci burjuva iktidarının ve onun günümüzde meşruiyetini kaybetmiş olan, gerici, faşizan eğilimli hükümetinin uygulamaları ile çelişen en geniş muhalefet güçlerinin birlikteliğini sağlamaktır. Devlet, bu dengeyi kendi yönüne çevirmek için Kürt halkına, onun ulusal demokratik hareketine bir imha savaşı başlatmış durumdadır. Bu şekilde milliyetçi ve dinsel duygular ile tabanını güçlendirmek ve ülkenin en diri ve güçlü muhalif gücü olan Kürt Özgürlük ve Demokrasi Hareketi’ni geriletmeyi hedeflemektedir, onun için bir imha savaşı başlatmıştır. Ezen ulusun mensubu olan Türkiye devrimci işçi sınıfı hareketi ise buna karşı Kürt halkı ile fiili dayanışma geliştirmek zorundadır. Bu dayanışma aynı zamanda iktidara yönelik ortak mücadelenin olanaklarını geliştiriyor.

Ülkenin en geniş barış ve demokrasi güçleri, Türkiye işçi sınıfı ve Kürt halkı, bu saldırıyı bir olanak haline dönüştürebilir, egemen sınıflar için çıkmaz sokak olan bugünkü toplumsal durumu, kendileri açısından barış, demokrasi, özgürlük ve sosyalizme açılan bir yolun ilk kilometrelerine dönüştürebilirler. O zaman “el mi yaman, bey mi yaman”, onu da görürüz.

Politika


Konuyla ilişkili diğer makaleler