Murat ÇAKIR

Körfez’de »Soğuk Savaş«: Güncel Krizin Olası Sonuçları Ve Emperyalist Yaklaşımlar Üzerine

Suudi Arabistan ve Katar arasındaki kriz, Körfez ülkelerinin şimdiye kadar karşı karşıya kaldıkları en ağır ihtilaf olmaya aday. Kriz, hem ardında yatan çetrefilli stratejik, siyasî ve iktisadî çıkar çelişkileri, hem de ABD emperyalizminin bölgedeki önemli iki stratejik ortağı arasında olmasından dolayı özel bir önem taşıyor. devamı


Bin Aydın Ve Bir Kırmızı Fular...

Nuriye ve Semih’in açlık grevinin 100. gününde Kadıköy’de binler eylemde.Söze Hasret Gültekin ile başlamak farz oldu: »Bir insan ömrünü neye vermeli / Para mı, onur mu taş dikenli yol / Ağacın köküne inmek mi yoksa / Çırpınıp duruyor, yaprak dediğin«. Kırmızı fularıyla Ayşe Deniz Karacagil ve niceleri ozanın sorusunu »ne kadar değil, nasıl yaşanmalı« diyerek yanıtladılar. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça gibi açlığa yatanlar, Veli Saçılık gibi, kolunu da verse direnmeye devam edenler, farklı biçimde olsa da, soruya aynı yanıtı veriyorlar: Ağacın köküne inip, onurlarıyla taş dikenli yolda yaprak gibi çırpınarak… Bir başlarına olsa da… devamı


Güç dengelerinde değişim mi? NATO-AB-Türkiye İlişkilerindeki Eğreti Görüngülerin Arka Planına Bir Bakış

Angela MerkelMayıs 2017'de yapılan son NATO ve G7-Zirveleri, ABD Başkanı Trump'a karşı »eski kıtada« büyük bir karşı koyuş görüngüsünü ortaya çıkardı. Burjuva medyası Trump'ı çeşitli sıfatlarla eleştirirken, adını Putin, Erdoğan veya Urban gibi, »despotik yönetici« olarak tanımlanan isimlerle aynı anda sayıyor. Özellikle Trump'un ABD'ne geri döner dönmez, uluslararası iklim antlaşmasından ayrılacağını açıklamasıyla, sadece burjuva medyası değil, Avrupa'daki reformist sol da aynı çentiğe vurmaya başladı. F. Alman şansölyesi Merkel'in zirve görüşmelerinden sonra yaptığı bir açıklamada AB'nin »bağımsız güç politikası« uygulaması gerektiğini vurgulaması, tüm Avrupa'da destek buldu. devamı


2017: "Demokratörlük" Döneminin Başlangıcı mı?

Dünyanın kan denizine döndüğü 2016 yılı bittiğinde, yeni yılda dünyanın değişebileceği umuduna kapılanlar, henüz 2017’nin ilk saatlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen cihatçı katliamla hayal kırıklığına uğradılar. Emperyalist-kapitalist dünya düzeninin vahşi gerçekleri, dünyanın takvim sayfalarının yırtılmasıyla değil, ancak ve ancak ezilen ve sömürülen sınıfların ortak mücadelesiyle değiştirilebileceğini bir kez daha kanlı bir biçimde kanıtladı. devamı



BREXİT Sonrası AB’nin Geleceği Üzerine

Britanya halkları sağ popülist ve ırkçı söylemlerin zirve yaptığı bir tartışma sürecinden sonra AB üyeliğinden çıkılması lehine oy kullandılar. Burjuva medyası bu sonucu »milliyetçiliğin« bir zaferi olarak eleştirdi. Avrupa’nın reformist solu ise, çoktan neoliberal cephenin parçası olan sosyaldemokrasi ile aynı çizgide, Britanya’nın AB’nden çıkmasının »sosyal Avrupa« mücadelesini zayıflatacağını iddia ediyor. devamı


»15 Temmuz« ve Avrupa

Darbe girişimi ve sonrasına Avrupalı emperyalist güçlerin yaklaşımı

Eylül 2016 itibariyle azalmış olsa da, son aylarda Avrupa’daki burjuva medyası neredeyse her gün Türkiye ile yatıp kalkıyor, manşetlerinde sürekli Türkiye ile ilgili haberler yer alıyor, hatta kimi günler iki veya üç haber aynı anda sayfalarda ve ekranlarda yer buluyor. Görünüşte burjuva medyası AKP rejimini ve bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtuyor. devamı


TERÖR – Emperyalizmin Meşum Egemenlik Aracı

George W. Bush 20 Eylül 2001 tarihinde ABD Kongresinde yaptığı konuşmada, »Teröre karşı savaşımız El Kaide ile başlıyor, ama onunla bitmeyecek. Bu savaş küresel erimi olan her terörist grup bulunana, durdurulana ve yok edilene dek devam edecektir« diyerek, emperyalizmin yeni »büyük anlatısını« ilân ediyordu. devamı


F. Alman seçimlerinin gösterdiği

Geçen hafta yapılan üç eyalet parlamentosu seçimlerinde açık ırkçı ve giderek faşist karakter kazanan AfD partisinin elde ettiği iki haneli başarılar şaşkın liberalleri ürkütmüşe benziyor. Kimi liberal yorumcu AfD’nin, “fareli köyün kavalcısı” misali, “halkın aklını çeldiğini” yazsa da, biz sermayenin ne dediğine bakalım. Çünkü F. Alman siyasetindeki gelişmeleri en doğru biçimde oradan okumak olanaklı. devamı


F. Alman Emperyalizminin Afrika Sevdası

F. Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi-CDU’nun genel başkan yardımcısı Armin Laschet, FAZ gazetesine yazdığı bir makalesinde, biraz da hayıflanarak, “Suriye’de Hıristiyanları katleden cihatçı grupları ‘muhalifler’ diyerek destekliyoruz, ama Mali’de aynı cihatçı grupları ‘terörist’ diye kovalıyoruz. Bu saçmalığa bir son vermek lazım” diye yazıyordu. devamı