Av. İsmail DUYGULU

Umut Hakkı

“Suç işleyen kişilere ne biyolojik ne de medeni ölümü reva gören, infaz sistemini insan onuruna uygun biçimde düzenleyen bir toplum, ölüm cezasını ve tahliye olanağı olmayan hapis cezalarını, ait olduğu yere, yani asar-ı atika müzesine[1], çıkrık ve tunç baltanın yanına kaldıracaktır.”[2]

“Umut hakkı”[3], müebbet hapis cezası mahkûmunun bir gün salıverilmesine dair beklenti oluşturma hakkını ifade etmektedir. İlk olarak, Alman Anayasa Mahkemesi’nin “Müebbet Hapis Cezası Davası”nda[4], müebbet hapis cezası mahkumuna, sonraki bir tarihte özgürlük umudu verecek, somut, gerçekçi ve ulaşılabilir bir şans tanınması gerektiği; mahkumun kişisel gelişiminin göz ardı edilerek, bir gün özgür olma umudunun tamamen yok edilmesinin, kişiyi hapseden devlet tarafından insan onuruna ağır bir darbe vurulacağı tespit edilmiştir.[5] devamı


Mandela’yı anlayabildik mi?

Nelson MandelaYaşadığımız toplum kendi ahlak, din, hukuk kurallarını oluşturuyor ve bu zamanda baskı ve otoritenin hüküm sürdüğü bir ruh taşıyor. İçimize sinmiş korkudan korkuyor1 ve topu taca atarak yaşam sürdürüyoruz. Ahlak kuralı tamamen bireyin hayatını belirleyen, bireyin kendi içinde oluşturması gereken, temel etik moral değerleridir. Etik moral değerler hem bireyin kendisinde ve hem de toplumda oluşan ortak değerler olduğu gibi, zamana ve yere göre, çatışmalı bir süreci yansıtabilir. Bugün kapitalizmin ahlakı, iktidarın ahlakı yoğun bir sis perdesi yaratmış durumda. Sis perdesinin dağıtılmasına ihtiyacımız var. Din, doğrudan Tanrı idesi ve onun koyduğu kurallara göre oluşturulan inanç sistematiği. devamı


İçindeki Vicdanı Ayaklandır

Kendimize

Bir yolculuktayız. Bunca emek, bunca acı, bunca kayıplar, üstün kamu yararı, büyük insanlık için. Düşüncenin maddi temellerinden hareketle, bireyin, insanların, toplumun, toplumların çeşitliliği kadar, farklı empatileri içinde barındıran bir toplum tasavvuru oluşturabilmeliyiz. Eski toplum yerine, yeni bir toplum kuracağız.1 Bu yolda başkalarına gitmeden önce, kendi vicdanımızı sorgulamalıyız. İnsan kendisinde bulamadığını, toplumda bulamayacak, sürekli bir hayal kırıklığı yaşayacaktır. Bu da kendi içinde çelişkiye neden olacak, şizofrenik bir ruh halini doğuracaktır. Çünkü her toplum, kendi benzeri bireylerin toplamından ibarettir. devamı


Yaşanabilir Bir Türkiye İçin Ne Yapmalı?

Yeryüzü Güncesi zoom grubunda “Yaşanabilir bir Türkiye için ne yapmalı?” sorusu üzerine yirmiye yakın arkadaş, düşüncelerini ifade etti. Oldukça verimli bir söyleşiydi. Bu tür söyleşileri çoğaltmalı ve ortak yolun taşlarını birlikte örebilmeliyiz. Ortaya atılan önermelerden önemli gördüklerimi bu yazının konusu yapmak istedim. devamı


Neden Yerimizde Sayıyoruz?

1979-80 öğretim yılında, lisede okuduğumuz okulda komiteye seçilmiş, hızlıca okul içinde örgütlenme etkinlikleri gerçekleştirmiş, Kasım 1979’da okulumuz öğrencilerinden bir arkadaşımız, trafik polisinin aracının neden olduğu bir trafik kazasında öldüğü için, sorumsuz polisin bu tutumunu protesto etmek için okulda protesto etkinliği düzenlemiş, formda yaptığım konuşmanın arkasından, bir gün önceden hazırladığımız bildiriyi dağıttığımız esnada, okulun dışından kapıya yönelen polisin müdahalesi devamı


Nereye?

1985 yılında Mihail Gorbaçov'un birliğin başkanı olmasıyla, Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılandırma) olarak kendini gösteren politikalar sonrasında, 25 Aralık 1991 tarihinde Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un istifa etmesinin ardından Sovyetler Birliği'ni[1] oluşturan cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiler. devamı


Politika Gazetesi ve HDP Kapatma Davası

Halkların Demokratik Partisi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı (CBS), Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında, Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açarak, partinin üyeleri hakkında da 5 yıl siyasi yasak kararı talep etti. HDP’nin kapatılması davası, siyasi bir varyasyonun sonucu olarak gündeme düştü. İktidardakiler iktidarda kalabilmek, muhalefettekiler de iktidar olabilmek için HDP ile ne yapacaklarına bir türlü karar veremiyorlar. Siyasetin sopası, her nereden olursa olsun, HDP’nin kafasında patlatılmaya çalışılıyor. Kapatma davası da bunun bir tezahürü. devamı


Doğal “Felaketler” Ortak Sorunumuz

Doğal felakeyler ortak sorunumuz

Toplum ilişkilerini belirleyen en temel unsur "ekonomi". Ancak son zamanların sıkça kullanılan kavramlardan olan "çevre", "ekoloji" ve "hukuk" kavramlarının da ekonominin yanında yerini aldığını görüyoruz. Üretim ilişkileri içinde emeğin sömürülmediği, adil paylaşım mücadelesinde "Nasıl bir ekonomi?" kadar, "Nasıl bir hukuk?" sorusu da önemli hale gelmiştir. devamı