Talip Öztürk Mücadelemizde Yaşıyor, Yaşayacak

Talip Öztürk Mücadelemizde Yaşıyor, Yaşayacak

Talip Öztürk mezarı başında anıldıDeğerli dostlar,

Burada bu mezarın başında, kaybettiğimiz bir dostumuzu, kardeşimizi, amcamızı, babamızı dava arkadaşımızı ve yoldaşımızı anmak üzere toplanmış bulunuyoruz.

Onunla aynı saflarda mücadele edenler olarak buradayız, buradasınız.

Buraya gelmekle verdiğiniz desteğe büyük değer biçiyoruz. Hepinize teşekkür ediyoruz.

Bugün burada olmasa da onun çağrısını elden ele gönülden gönüle taşıyanlara da teşekkür ediyoruz.

Değerli Dostlar,

Bu etkinliğimiz bir anmadır. Devrim şehidimiz Talip Öztürk’ü ve onun şahsında tüm devrim şehitlerimizi anma etkinliğidir.

Bu bir anma etkinliğidir; totem değildir, Ölülerimizi tabulaştırma değildir. Onların yaşamlarını mücadelemize katmaktır, onları mücadelelerimizde yaşatmaktır.

Onların savaşım deneyimlerini günümüzün mücadelesiyle birleştirmektir. Ve nihayet mücadeleye çağrıdır.

Bu ve bunun gibi anma etkinliklerimiz geçmişe övgü ve özlem de değildir. Ders alma çağrısıdır. Tarihine sahip çıkma çağrısıdır, dünü bugüne bağlama çabasıdır. Tarihine geleneğine sahip çıkmayanlar, geleceğine de sahip çıkamaz.

Kökü olmayanın geleceği olmaz.

Ortak değerlerine sahip çıkmayanlar, özgürlük ve toplumsal adalet davasına da sahip çıkamazlar.

Bu nedenle diyoruz ki; Tarihimizi suçlayanlar, geleneğimizin mücadelesine yön veren kadrolarını ve onların eylemlerini suçlayanlar, bizimle beraber gelmesinler.

16 Kasım'da Talip Öztürk’ü, ve onun şahsında tüm dava yoldaşlarını, Mehmet Çakmak Yoldaşı, Mustafa Asım Hayrullahoğlu’nu, Ali İhsan Özgür’ü, Alptekin Kordağ’ı ve nihayet Karadeniz'de boğdurulan 15’leri ve Bilen yoldaşı saygıyla anıyoruz.

Onlar mücadelemize ışık tutuyor, yolumuzu aydınlatıyorlar.

Onları saygıyla anıyoruz ve diyoruz ki, Talipler bizimle, Denizler bizimle, Mehmet’ler bizimle … Mustafa Suphi’den İ.Bilen’e bu tarih bizim tarihimizdir.

Değerli Dostlar, hedefe giden çeşitli yollar ve yöntemler olabilir, fakat hedefin kendisi tektir. Bu hedef özgür ve insanca yaşama hedefidir.  İnsana laik koşullarda eşit ve özgür yaşama hedefidir.

Burada yatan devrimci, özgür ve insanca yaşama hedefini seçtiği için burada yatıyor. Toplumdaki her bireyin insana laik koşullarda eşit ve özgür yaşam formu kazanma hedefini dava edindiği için burada yatıyor.

Hedefe götüren, mücadelenin biçim ve araçları da çeşitlidir, fakat hedefe götürecek tek biçim mücadelenin kendisidir.

Mücadelesiz başarı bedelsiz mücadele yoktur.

Ne var ki biz çok ağır bedeller ödedik.

Değerli Dostlar, dönem değişti, çağ değişti, savıyla hedefi de hedefin gereği olan mücadeleyi de bırakanlar var. Kuşkusuz, dönem değişti, çağ da değişti.  Ama kulluk rejimleri değişmedi, sömürü ve baskı düzenleri değişmedi. Özgür ve insanca yaşama arzuları değişmedi.

Tam tersine ülke ve dünya öyle değişti ki, özgür ve insanca yaşama arzusu çağımızın en önemli talebi haline geldi.

Bu talep çağımızın en büyük ve en nihai hedefidir.

O halde, Talip Öztürk ve yoldaşlarının seçtiği hedef ve bu hedefin gereği olan mücadele çağımızın en asli hedefi, en asli olgusudur. Onun ve onların hedefi bizim de hedefimizdir.

Bu hedefi seçen ve bu yolda yürüyen Talip Öztürk ve onun şahsında bu yolda dövüşerek düşen dava yoldaşlarını saygıyla anıyoruz.

 Değerli Dostlar,

Burada yatan devrimci, ezenlerin, sömürenlerin, muktedirlerin saflarını değil; ezilenlerin, sömürülenlerin ve dışlananların saflarını seçmiş olduğu için burada yatıyor.

Burada yatan devrimci emeği en yüce değer olarak gördüğü ve bütün dünya emekçilerinin yeni bir dünya hedefinde birliğini savunan enternasyonal bir çizgiyi, evrensel insanlık çizgisini benimsediği ve savunduğu için burada yatıyor.

Burada mezarının başında anmakta olduğumuz devrimci, tüm demokratların, tüm ezilenlerin demokratik temelde, anti faşist cephede birleşmesini savunduğu için burada yatıyor.

Değerli Dostlar, Talip Öztürk’ün yaşamıyla ve mücadelesiyle verdiği örnek ve bizlere bıraktığı miras, bir hareketin  hem önünde yürümek, sembolü olmak, kitle önderi olmak; hem de onun sıra neferi olmaktır.

Bir hareketin önünde yürümek, sembolü olmak, kitle önderi olmak zor iştir.  Hata kaldırmaz, aman vermez, özel bir alan bırakmaz.

Talip Öztürk bunu başarmış, bu sınavdan yüzünün akıyla çıkmıştır.

Yığın önderi olmak zordur. Tarihsel bir hareketin yığın önderi olmak çok daha zordur. Fakat bunlardan çok daha zor ve aynı ölçüde anlamlı olan ise, önünde yürüdüğü tarihsel hareketin aynı zamanda neferi olmaktır.

Talip Öztürk, bir hareketin yalnızca yığın önderi olmayı başarmamış, ondan daha önemli ve zor olanı, önünde yürüdüğü tarihsel hareketin aynı zaman neferi olmayı da başarmıştır.

Gurura kapılmamış, mütevazi ve alçak gönüllü olmasını bilmiş, özündeki hümanist değerleri ve hoşgörüyü, derin demokrasi kültürüyle birleştirmeyi başarmıştır.

Onun bu özelliklerini örnek alıyor ve onu onun şahsında bu yolda düşen tüm ölümsüz sıra neferlerini saygıyla anıyoruz.

Şan olsun, böylesi bir sıra neferini öne çıkaran Birlik ve Dayanışmaya!  Şan olsun sıra neferi Talip Öztürk olan böyle bir harekete!

Değerli dostlar, pek çoğunuzun da bildiği gibi “Talip Öztürk Yaşamı ve Mücadelesi” başlığı altında bir kitap hazırlamak üzere, arşiv oluşturuyor;  kitap için belge doküman, yazı ve röportajlar topluyoruz.

Bu çalışmada ilkemiz, geleneğin tüm yanlarını eğilimlerini kucaklamaktır.

Genel hatlarıyla çalışma hazırlandı ama çok önemli bir eksiği var. Bu eksiklik sizlerin sesi, çağrısı, katkıları, yazılarıdır.

Her Birlik ve Dayanışma'cıdan, her gelenek taraftarından ve her ilericiden bu kitapta esintiler olsun. Yüz bin çiçek açsın istiyoruz. Eksik olan budur.

Görüşleriniz yer alsın.

Kitabımız geleneğin kolektif yapıtı olsun.

Değerli dostlar burada bulunan her arkadaşın konuşma hakkı vardır. Şimdi söz sırası sizde. Konuşmalarınızı kısa tutmanızı rica ederek sizlere söz veriyoruz.

Bu anma eylemi burada bitiyor. Böylesi kritik bir anda, Talip Öztürk’ü anma eylemine katılan ve sınıf düşmanlarına inat bir kez ve her yıl destekleyen dostlar lütfen teşekkürlerimizi kabul ediniz.

* (16 Kasım 2017 tarihinde Talip Öztürk yoldaşımızın mezarı başında, öğrencisi, yeğeni ve yoldaşı Akın Öztürk’ün yaptığı konuşma)


Konuyla ilişkili diğer makaleler