Taşeron İşçilik Sorunu

Taşeron İşçilik Sorunu

Yol-İş Sendikası'nın etkinliğiTaşeron işçilik AKP iktidarı boyunca sürekli artış gösterdi. 12 yıllık AKP iktidarı döneminde taşeron işçilik 4 kat artarak 1.5 milyon kişiye ulaştı.

AKP iktidara geldiğinde toplam taşeron işçi sayısı 387 bindi. Gelinen nokta bu sorunun artacağına ilişkin endişeleri haklı çıkarıyor. AKP hükümeti, kadro sözü verse de gerçekler bunun çok uzağında.

Taşeron işçilerin 330 bini İstanbul’da çalışıyor. Ankara’da 150 bin, İzmir’de ise 76 bin taşeron işçi çalışıyor.

Taşeron işçilik özelikle temizlik, ulaştırma ve güvenlik sektöründe yaygın olarak kullanılıyor. Özel şirketlerin inşaat iş kolunda da yoğun olarak taşeron işçi çalıştırdığı biliniyor.

Kamuda ve özel sektörde taşeron sisteminin yaygın olduğu sektörler ve toplam işçi sayıları şöyle:

Taşeron sisteminde, hizmet alımında, doğrudan işçi istihdam edilmiyor. Farklı bir firma ile sözleşme yapılarak, o firmanın işçileri çalıştırılıyor.

Hukuken asıl firma, işçilerin her türlü alacaklarından ve yasal haklarından sorumlu olmasına rağmen taşeronluk gittikçe yaygınlaşıyor.

Taşeron işçilerin ilk talepleri kadrolu olmak. Bir çok taşeron işçi 11 ay çalıştıktan sonra işten çıkarılıyor ve kısa zamanda (3 iş günü) tekrar işe alınıyor, böylece kıdem tazminatı hakları gasp ediliyor.

SGK verilerine göre, Türkiye’de 2011 yılında yaklaşık 12,5 milyon ‘işten çıkış bildirgesi’ hazırlandı. İşten çıkış bildirgelerine göre, kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde işten çıkan ya da çıkarılan işçilerin oranı sadece % 10.

İkinci büyük sorun da sendikasızlığın dayatılması. İşçilerin küçük gruplar halinde taşeron firmalara bölünmesi asıl işverenin sendika örgütlenmesinden ‘’kurtulmasına’’ yarıyor.

Taşeron işçilikteki istatiki durumResmi verilere göre AKP iktidara geldiğinde sendikalı işçi oranı % 58’di. Bu oran şimdi % 9-10 bantında değişiyor. Taşeron işçilerin sendikalaşma oranı ise % 5. Sendikalı işçilerin büyük çoğunluğu da kamu sektöründe çalışanlar (özellikle belediyeler ve hastahaneler)

Taşeron İşçi Gerçeği Araştırması sonuçlarına göre, araştırmaya katılan taşeron işçilerin yüzde 34,9’unun 32-38 yaş, yüzde 24,7’sinin 25-31, yüzde 23.6’sının ise 39-45 yaşlarında olduğu görülmektedir.

Araştırma kapsamındaki taşeron işçilerin yüzde 80’ini erkek, yüzde 20’sini ise kadınlar oluşturuyor.

Taşeron işçilerin yüzde 52,6’sını ilk ve orta öğretim mezunları oluştururken, lise mezunu işçilerin yüzde 33,8’lik bir paya sahip olduğu görülmektedir. Üniversite mezunu taşeron işçilerin oranı ise yüzde 11,2 ile üçüncü sırada yer almaktadır.

Taşeron İşçilerin Yarısı Bin TL Altında Ücret Alıyor

Türkiye’de genel işçi ücretleri göz önüne alındığında, taşeron işçilerin ücret seviyelerinin genel tablonun altında seyrettiği dikkat çekmektedir. Bugün Türkiye’de taşeron uygulaması kapsamında çalışan bir milyonun üzerindeki işçinin yarısı 1.000 TL’nin altındaki ücret ile geçinmek zorunda bırakılmaktadır. 2.000 TL ve üstü ücret alan işçilerin oranı ise yüzde 1’i bile bulmuyor.

Bazı işçilerin asgari ücretten daha düşük aylık aldıkları da bilinen bir gerçek. Taşeron işçileri, işverenler tarafından resmi olarak asgari ücretle çalıştırılıyor olarak gösterilseler de, birçok taşeron işçisi, ücretlerini aldıktan sonra bir kısmını işverene iade ettiklerini belirtiyor.

Türkiye’de taşeron işletmeciliğinin Kamuda öncelikli olarak belediyelerde ve sağlık sektöründe yaygın olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.

Özel şirketlerde ise en yoğun uygulama inşaat sektöründe. Rödovans uygulamasının da bir çeşit taşeronluk olduğu değerlendirildiğinde, madencilik sektöründeki tüm özel işletmelerinde taşeronculuk yaptığı rahatlıkla söylenebilir. Buradaki istihdam da taşeron işçilik olarak değerlendirildiğinde sorunun ne kadar büyüdüğü görülmektedir.

Taşeron işçilerin yüzde 81’i sendikal haklarını kullanmaları durumunda işten atılma korkusu yaşamaktadır.

Bununla birlikte taşeron işçilerin sendikal haklarını kullanmalarının çalışma koşullarının iyileşmesine katkıda bulunacağını düşünenlerin oranı yüzde 85.7 gibi yüksek bir düzeyde bulunmaktadır.

En Önemli Sorun Kadro

Taşeron işçiler için en önemli sorunlarını kadrolu statüye geçiş olarak ifade etmektedir. Kadro sorununu takip eden ikinci en önemli sorun ise iş ve ücret güvencesidir. Taşeron işçilerin ilk iki sıradaki tercihleri dikkate alındığında bir gelecek kaygısı taşıdıkları görülmektedir.

Taşeron İşçiliği=Güvencesiz Çalışma

Verilere göre her beş taşeron işçisinden dördü, iş güvencelerinin bulunmadığını düşünmektedir. Türkiye’deki taşeron işçileri içinde bulundukları durumun güvencesiz bir model olduğunu düşünmektedir.

Ücretler Kadrolunun Çok Gerisinde

Taşeron ve kadrolu işçi arasındaki farklılıklar dikkate alındığında, taşeron işçilerin kadrolulara göre çok daha düşük düzeyde ücret ile geçinmek zorunda kaldıkları görülmektedir.

Taşeron İşçiler Çıplak Ücrete Talim

Kadrolu işçilerin sahip oldukları ek gelir (fazla mesai, prim, vs.) gruplarından taşeron işçilerin yararlanamadıkları görülmektedir.

Kıdem Tazminatları Yok

Taşeron işçilerin, kıdem tazminatına hak kazan(a)madıkları önemli bir tespittir. İş güvencesinin olmaması nedeniyle sürekli bir biçimde aksaklığa uğrayan iş sözleşmeleri neticesinde, taşeron işçiler kamuoyunun da bildiği gibi kıdem tazminatından mahrum bırakılmaktadır.

Yeni ve Köklü Bir Düzenleme Kaçınılmazdır.

Taşeronluk sistemi genel işçi ücretlerini aşağı çekmekte, güvencesiz ve esnek bir modele dayanmakta ve kamuoyu yapıcılarının söylediğinin aksine çalışma hayatında verimliliği ve kaliteyi yükseltmemektedir.

İş Sağlığı ve İş Güvencesi açısından

Taşeron işçileri için en önemli sorun, çalışma şartlarını da kapsayan iş sağlığı ve iş güvenliği sorunlarıdır. İşçiler, taşeron işletmesinin, iş sağlığı ve güvenliği harcamalarını maliyet artırıcı bir unsur olarak gördüklerini ve kendilerini sağlıksız bir iş ortamında çalıştırarak açıkça risk altına soktuklarını net bir şekilde belirtmektedir. Bu durumun en açık örneğini Soma katliamında gördük.

Sosyal Güvenlik Hakkının Kullanımı Açısından

Taşeron işçiler, sosyal güvenlik haklarından yeterli bir şekilde yararlanamamaktadır. Sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanamayan taşeron işçilerin oranı % 45 civarındadır. Bunun nedeni, işçilere sürekli olarak giriş-çıkış işlemi yapılmasıdır. Bu durum işçilerin sosyal güvenlik haklarından yararlanmalarını engellemektedir.

Mevcut Mevzuat ve Fiili Durum Sendikalaşma Önünde Engel

Taşeron işçiler yasal düzenlemelerin sendikal haklarını kullanmalarına engel olduğunu söylüyor.

Taşeron işçiler, sendikaların taşeron işçilerin sorunlarına yeterince ilgi göstermediklerini düşünüyor.

Taşeron işçilerin, sendikal hakları kullanamamalarının asıl sebebi yasal düzenlemelerdeki durumdan kaynaklanmaktadır.

Taşeron işçiler sendikalaşmadan sorunları çözülemez. Hükümetler oy almak için vaadlerde bulunsa da, hakkını alabilecek tek güç örgütlü emektir.

Taşeron işçilerin çalıştırılmasında, mevzuatta belirlenen işlerin dışına çıkıldığı hatta daha çok bu tanımlamanın dışındaki işlerde çalıştırıldıkları görülmektedir.

Bu durum taşeron işçilerin bir işte uzmanlaşmasını da engellemektedir

Kadrolu işçilere kıyasla çok sayıda sorunla yüzleşmek zorunda bırakılan taşeron işçiler çalışma şartları açısından da kadrolu işçilerden daha ağır koşullarda çalıştırılmaktadır.

Kadın taşeron işçilerin oranının daha yüksek olduğu sağlık sektöründe, ücretler, belediyelerin hayli gerisindedir.

Bu sonuç, konuyla ilgili diğer bulgularla birlikte değerlendirildiğinde, kadın taşeron işçilerinin erkeklere göre daha güvencesiz koşullara sahip olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir.

Ayrıca sağlık sektöründe zamanında ödenmeyen ücretler, kadın taşeron işçilerinin güvencesizliğinin derinleşmesine neden olmaktadır.

Taşeron işçilerden 1.000 TL ve altı net ücret elde eden işçilerin yaklaşık yüzde 80’i iş sağlığı ve güvenliğine sahip değilken, 1.001-1.600 TL aralığında bu oran yüzde 70’lere yaklaşmakta ve 1.601 TL üzerinde ise yüzde 50’lerin altına düşmektedir.

Türkiye’de sağlık sektöründe çalışan işçilerin önemli bir kısmının 1.000 TL’nin altında ücret düzeyine sahip olması araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından birini oluşturmaktadır. 1.000 TL üzeri ücret seviyesine sahip olan işçilerin %7’yi bile bulmaması sektördeki emeğin ne derecede sömürüldüğünü göstermektedir.

Taşeron işçilerin ellerine geçen aylık net ücretler sektörler düzeyinde incelendiğinde sağlık sektöründe büyük bir farklılığın varlığı göze çarpmaktadır. Gerçekten bu sektörde çalışan işçilerin neredeyse %80’i asgari ücret elde etmektedir. Bu oran belediyelerde %20’ler ve diğer sektörlerde %35’ler düzeyindedir. Bu bağlamda sağlık sektöründe çalışanların yaşam koşullarının, diğer sektörlerde çalışanlara göre çok daha kötü olduğu görülmektedir.

2015 yılının son günü yayınlanan yeni taşeron işçi yönetmeliği, bir başka yazımızın konusu olacaktır.

Yararlanılan kaynaklar:

- Taşeron işçi araştırması (Doç. Dr. Ergin Yazıcı) yazıda kullanılan grafikler aynı adlı çalışmadan alınmıştır.

- ÇSGB verileri

- DİSK-AR verileri

- İşçi sağlığı-İş Güvenliği dergisi verileri

Not: 2014 verileri esas alınarak yazılmıştır.