Roboski, Roboski, yine Roboski...

Roboski, Roboski, yine Roboski...

Yıl, 2011. Aralık ayının 28’i. Saatler, 21.00 sularında. TC’nin savaş uçakları, nefes kesen bir hızla ve dilleri lal eden bir acımasızlıkla Roboski’ye bomba yağdırıyor. Ve, 34 yoksul Kürt köylüsü vahşice katlediliyor. Katliam’ın çevrede, ülkede ve dünyada duyulmaması için hükümet tarafından 30 saat haber yapma yasağı konuluyor. Katliamın anında duyulması engelleniyor.

Katliamı yapan ve yaptıran kim? Erdoğan Hükümeti, Türk Silahlı Kuvvetleri, Genel Kurmay Başkanı. Bunlardır, Roboski Katliamı’nın ele başıları.

Roboski KatliamıKatliamdan sağ kurtulan Servet Encü daha önceleri şunları söylemişti: “Bizi durdurdular, arkadaşlar yolun kesildiğini haber vermişlerdi. ‘Türk askerleri yolu kesmiş, gelmeyin’ dediler. İlk gördüklerinde vurdular bizi. 1,5 saat sürdü bombalama.”

Olay yerine giden ilk görgü tanığı Tevfik Encü: “Hepsi keklik yavrusu gibi el ele tutuşarak katırların arkasında saklamaya çalışmışlardı. Olay yerine gittiğimde çocukların parçalanmış kafasını gördüm. Kendim 7 kişiyi toprak altından çıkardım. Toprak altından çıkardıklarım el ele tutuşmuşlardı ve toprak altında öyle duruyorlardı.

Katırların sırtlarında taşınan insan cesetleri! O cesetler ki, son model teknolojiyle donatılmış savaş uçaklarıyla paramparça edilmiş, yakılmış.. Roboski Katliamının üzerinde iki yıl geçti. Suçlulardan hala hesap sorulamadı. Yara kapanmadı, Roboski’nin gözyaşları dinmedi.

Olayın ilginç yanı zamanın cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katliamın emrini veren Hava Kuvvetleri Komutanı Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi. O günlerin başbakanı R. Tayyip Erdoğan: “Medyaya rağmen Genelkurmaya teşekkür ediyorum.” diyebiliyor.

Katledilenlerin çoğu Encü ailesine mensup korucu çocuklarıydı. Geçimlerini sağlamak için mazot, sigara, un, şeker almaya gitmişlerdi. Sınır ticareti yapıyorlardı. Oradaki jandarma komutanlığının bilgisi dahilindeydi, her şey. Nasıl oldu da, yörede yaşayan kadim halkın çocuklarının ekmek kavgası bir gece ansızın bombardıman altına alınıyor ve katliam gerçekleştiriliyor? Eğer, devlet tarafından önceden planlanmış, ‘kılıfına uydurulmuş’ bir operasyon değilse, o zaman şu soruyu sormak gerekiyor. Katliamı yapanlar neden ödüllendiriliyor ve korunuyor?

Roboski KatliamıBu ne demektir? Birincisi; Katliamın devletin en tepesindekiler tarafından işlenmiş olmasıdır. Ve onların bu suçu işlediklerini itiraf etmiş olmasıdır. İkincisi ise; ‘Ben devletim, katliamı ben yaptım, emirlerimi yerine getireni kutluyorum, emir erlerime hiç kimse dokunamaz’! Doğru mu, yanlış mı? Eğer doğru değilse, katliamı yapanlar mutlaka ve ‘insanlık suçu’ndan dolayı mutlaka yargılanmalıdırlar.

Roboski Katliamı’nın 3. Yıldönümünde kendisiyle görüştüğümüz Ferhat Encü, Gazetemiz Politika’ya şunları aktardı: “Faillerin bulunması için hükümet tarafından en ufak bir adım atılmadı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, dava için görevsizlik kararı verdi. Dava, Anayasa Mahkemesi’nde. Olumlu sonuçlanması için kamuoyu tarafından davaya dikkat çekmek gerekiyor.”

Roboski Katliamı üzerinden tam 3 yıl geçiyor. Roboski’li anaların gözyaşları dinmedi, babaların öfkesi bitmedi, bitmeyecek; adalet yerini buluncaya kadar!

Milyarları çalan, ayakkabı kutularına saklayan bakan ‘çocuklarının’ 17 Aralık Hırsızlık Davası’nda 53 kişi hakkında ‘takipsizlik’ vererek davayı sıfırlayan hukuk, kimin için, kimden yana olduğunu icraatıyla ortaya koyuyor. Halk bilinçlenmesin, iktidarın hırsızlığı ortaya çıkmasın diye medyaya “yayın yasağı” getiriliyor. Söz konusu Roboski olunca farklı, iktidar yanlıları olunca bir başka hamaratlık!

Devlettir, bu! Kapitalizmin hukuku, işte böyle işliyor.

Roboski’de yakınlarını kaybedenler, “Roboski Katliamı”nın aydınlatılması için, bir daha bu topraklarda insanların katledilmemesi için, ‘Roboski’yi unutmadık, unutturmayacağız’ demek için, katiller hesap versin demek için”, tüm insanlığı 27-28 Aralık’ta anma etkinliklerine davet ediyor.

Bunun için diyoruz ki, ‘Roboski, Roboski, yine Roboski!’


Konuyla ilişkili diğer makaleler