RENAULT Direnişi ve Gelinen Yer
Renault fabrikasında işçilerin son talepleri, sendika temsilci seçimlerinin işyerinde yapılması ve 2016 asgari ücret farkının tüm çalışanlara yansıtılmasıydı.
İşe yürüyüş kolu halinde gelmek ilk eylem biçimleriydi. Vardiya çıkışlarını yine yürüyüş kolu halinde yapıyor ve taleplerini sloganlarla dile getiriyorlardı. Yemekhanede gürültü çıkarma eylemleri de kullandıkları bir yöntemdi.
Daha sonra yemekhane kuyruklarını yavaşlatarak, her vardiyada yirmişer dakika bantın durmasına neden oldular.
Üretim durması ile birlikte işverenin baskısı da arttı. Renault işçi sözcüleriyle işveren arasında yapılan protokole göre işçilerin üretimi durdurmaması şart altına bağlanmıştı. Bu şart altında, saat ücretine zam yapılmamış ama ücret artışı diğer kalemlere dağıtılarak sağlanmıştı. İşveren, sözcülerin temsiliyetini kabul etmiş ve sendika seçimlerine karışmayacağının garantisini vermişti. İşten atmaların olmayacağı da kayıt altına alınmıştı.
Renault işçileri Birleşik Metal-İş sendikasına geçmelerine rağmen, önceki sözleşme uyarınca halen Türk Metal Sendikası işyerinde yetkili sendika olarak gözükmektedir. Buna rağmen işverene Renault sözcülerinin tanınması kabul ettirilmişti. İşçiler bununla yetinmedi. İşyerinde sendika temsilciliği seçimleri yapılmasını istediler. Türk Metal işverenle konuşarak bunu engelledi. Yasal olarak yetki Türk Metal sendikasındaydı. Birleşik Metal-İş temsilcilik seçimlerinin Renault işçileri tarafından kurulan 5 Mayıs Şubesi’nde yapılmasını önerdi. Bu öneri de işyeri komiteleri tarafından kabul edilmedi. Bu çekişme işçilerle sendika arasında bir soğukluk yarattı.
Ek zam talepleriyle üretimin her vardiyada yirmişer dakika durdurulmasının, sözcülerle işveren arasında imzalanan protokolü bozduğu gerçeği iyi değerlendirilemedi. Üretimi durduracak ya da yavaşlatacaksanız, işveren tarafından gelecek tepkiyi de hesaplamanız gerekir. Üretimi durduğunuz için, imzaladığınız protokola işverenin de uymasını bekleyemezsiniz. Yeterli hazırlık yapılmadan, sendika ve diğer şubelerle eş zamanlı eylemler planlanmadan 5000 kişilik fabrikanın gücüne fazlasıyla güvenilerek atılmış bir adım, kazanım getirmedi. Sözcüler ve öncü işçiler işten atıldı. Birleşik Metal-İş, işten atmalara karşı hukuki mücadele yürütülmesi konusunda ısrarcı oldu. Renault direnişi şimdilik kırıldı.
Geçen dönemdeki siyasal konjonktürün bu gün olmadığı değerlendirilemedi. Siyasi iktidar tüm talepleri şiddet kullanarak ezme politikasını uygulamaya sokmuştu. Polis işverenin yanında yer aldı, işçilere şiddet uyguladı. Güneydoğuda yaşananları kendi gerçekliklerinden uzak zannedenler küçük bir şiddet dalgası ile geri adım atmak zorunda kaldı.
Birleşik Metal-İş, Ek Zam – İyileştirme Zamları talebini örgütlü olduğu diğer işyerlerinde yükseltemedi. Ambalaj kartonlarının üstüne yazılmış bir kaç tane dayanışma mesajı bu talebi hayata geçirebilmek için yeterli değildi. Bildiri dağıtmalar, basın açıklamaları işyerlerindeki eylemli duruşu desteklediği sürece işe yararlar. Kısacası Birleşik Metal-İş Renault direnişinin ateşini diğer işyerlerine taşıyamadı.
DİSK yapması gerekenlerin %1’ni ancak yaptı. Haklılık payı tüm kamuoyunca benimsenmiş talepleri birleştirerek tüm sendikaların ortak eylem planını çıkaramadı. Ek Zam-Kıdem tazminatı-Kiralık işçilik birlikte ele alınmalıydı. DİSK tüm işyerleri kapsayacak bir direnişin öncülüğünü üstlenmeliydi. Türk-İş ve Hak-İş’i toplantıya çağırmalı birlikte tavır almaya zorlamalıydı.
DİSK’in üstlenmesi gereken görev için henüz vakit geçmiş değildir.
Birleşik Metal-İş, DİSK Genel Kurulu’nu arkasında bırakmalı (ki bu konuda kendi özeleştirisini de vermek durumundadır, çünkü temel ilke sendikal birlik olmalıdır) ve yeni dönemin getirdiği sorumlulukları üstlenmelidir. Metal işçileri, işçi sınıfının öncü müfrezelerindendir. Bu gücü sendikal anlamda koordine edemezseniz hareketi geriye götürürsünüz.
Politika Gazetesi
Sendika Komisyonu