POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 01.07-07.07.2019

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 01.07-07.07.2019

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 01.07-07.07.2019

SİSTEM TARTIŞMALARI VE AKP

23 Haziran seçimlerinden sonra başlayan rejim tartışmaları gündemdeki yerini koruyor. AKP’den de bir süre önce, “sistem yeniden gözden geçirilebilir” şeklinde gelen mesajlar üzerine rejim tartışması derinleşmiş ve ana muhalefet ve Kemalistler “eski sisteme dönüş” çağrıları yapmıştı.

HDP ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin uydurma bir sistem olduğunu belirtirken eski sistemin de demokratikleştirilmesi çağrısında bulunmuştu. Bu tartışmalar üzerine geçen hafta MHP Genel Başkanı Bahçeli, “AKP’li partili bazı yöneticilerin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin eğer varsa aksayan yönleriyle ilgili kendi aralarında tartışması normaldir. Nitekim bunu kamuoyu önünde dile getirmeleri CHP’nin yoluna su taşıyacaktır, yanlıştır, bunu yapmalarına onayımız yoktur” sözleriyle müdahale etmişti. Bahçeli’nin “onayımız yoktur” açıklamasından sonra AKP geri adım atarak yeniden Bahçeli’nin çizgisine geldi. Konu Erdoğan’ın bir süre önce milletvekilleri ile başlattığı ve hafta sonu İstanbul’da devam eden görüşmelere de yansıdı. Buluşma sonrasında konuşan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Bir performans ölçümü bir verimlilik çalışmasını CHP genel başkanı bir sistem tartışmasına rejim tartışmasına dönüştürmeye çalışıyor yeniden. Bu sistem milletin kararıyla referandumdan geçerek hayata geçmiştir. Sistem tartışmasının rejim tartışmasıyla ilgisi yoktur. Milletin onay verdiği bir sistem değişikliğine herkesin saygı duyması gerekir” diyerek, sözlerinden çark etti. Böylece Bahçeli’nin AKP-MHP ittifakının gayri resmi sözcüsü olmaktan çıkarak, giderek AKP’ye talimat veren bir konuma geldiği görülüyor. Öte yandan Erdoğan’ın vekilleri ile yaptığı görüşmelerde yeni parti arayışları, Kürt sorunu, ekonomi gibi konular gündeme gelirken, Erdoğan esas olarak 23 Haziran seçimi sonrasında partisinde olası bir dağılmayı önlemeye çalışıyor.

 

ULUSLARARASI “DAİŞ" FORUMU

Hafta sonu Kuzey Suriye/Rojava’nın Qamişlo Kentine bağlı Amûdê Şehrinde, iki gün boyunca Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından "Uluslararası DAİŞ Forumu" gerçekleştirildi. Çok sayıda ülkeden pek çok katılımcının katıldığı konferansta IŞİD tehdidi ve sonrasında yaşananlar ele alındı. Michael Rubin, Bernard Koşner, Pîter Nop, Ardiyan Şarjofêskî, Dr. Brayan Williams, Ilîzabet Dîgrî Warnir, Jan Şarl Bîzar gibi uluslararası alanda ünlü akademisyen ve siyasetçi ile Türkiye'den Hayko Bağdat, Can Dündar, İhsan Eliaçık, Ergün Babahan, Fehim Taştekin, Cengiz Çandar, Hüda Kaya gibi isimler davet edilirken davet edilen isimlerden bir çoğu da katılım sağladı. AKP medyası, yakından takip ettiği ve odaklandığı konferansı, “uluslararası terör buluşması” olarak nitelendirerek manşetlerine taşıdı. Yeni Şafak Gazetesi Pazar Günü, “PKK, FETÖ, BAE, Arabistan, ABD, Fransa... Kamişlo’da bir garip toplantı. Bakın kimler var” manşeti ile katılımcıların neredeyse tamamını terörist ilan etti. Aynı gün Star Gazetesi de “Avrupa’nın gölgesinde Gurbetçiye PKK zulmü” manşetini attı.

Söz konusu manşetler sadece iki nedenden toplantıya olan bu tepkiyi dışa vuruyor. Birincisi Kürt karşıtlığı nedeniyle, ikincisi AKP’nin de destek verdiği ve yenilgiye uğrayan IŞİD’in uluslararası alanda yeniden tartışmaya açılması. Yani AKP, aslında IŞİD yenilgisinin hıncını çıkarıyor. Bu tartışma ayrıca Türkiye’den benzer tepkilerin Rojava Yönetimi ile BM arasında yapılan anlaşma sonrasına denk gelmesi de dikkat çekiyor. Bütün bunlar yaşanırken, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Almanya’dan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye asker göndermelerini beklediklerini söyledi. Jeffrey, Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, “Alman askerlerinin bizim bir kısım askerlerimizi ikame edebilmelerini istiyoruz” dedi.
 

SETA RAPORU

Hükümete yakın araştırma kurumu SETA, Uluslarası Medya çalışanlarını ve muhalif basını andıçlayan/fişleyen bir rapor hazırladı. Raporun açığa çıkmasından sonra başta meslek örgütleri olmak üzere pek çok çevre büyük bir tepki gösterdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), rapor üzerinden SETA hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. SETA ise gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklama ile raporunu savundu. “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı rapora gösterilen tepkilerin “maksatlı” olduğunu savunan SETA, raporun “Muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma olmadığını” öne sürdü. SETA açıklamasında, “Gazetecilerin siyasi pozisyonu olması da bunların tespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarının olması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir” ifadesini kullandı. Yeni Yaşam Gazetesi, raporu “Göbbels uzantısı” olarak nitelendirerek manşetine taşıdı.

 

MERKEZ BANKASI

Merkez Bankası (MB) Başkanının görevden alınmasından sonra bir süredir düşüş eğilimi gösteren dolar yeniden yükselişe geçti. Erdoğan MB Başkanının görevden alınmasını, “faizi düşürmemesine” bağlarken, CHP, MB Başkanının görevden alınmasının 12 Eylül 1980 darbesinin alışkanlığı olduğunu belirterek, “Artık Merkez Bankası’nın başındaki gerçek kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisidir” dedi. Merkez Bankası Başkanı’nın Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınması yasalar çerçevesinde mümkün olmayan bir hamle olduğundan, bu görevden alma kitabına uydurularak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile gerçekleştirildi. Bu da hukuğun ve yasaların bir kez daha ayaklar altına alınmasının son örneğini oluşturmuş oldu.