İşçi - İşveren - Sendika İlişkileri Işığında Maden Ocaklarının ve Maden İşçiliğinin Sorunları

İşçi - İşveren - Sendika İlişkileri Işığında Maden Ocaklarının ve Maden İşçiliğinin Sorunları

Ülkemizde bir çok farklı maden ocağı çalıştırılıyor. Bunlardan en dikkat çekeni ise her zaman kömür madenciliği olmuştur. Hem ocak sayısı olarak hem de çalışan sayısı olarak sektörün %80’nini kapsamaktadır.

Maden ocaklarında en büyük sorun can güvenliğidir. Özellikle kömür madenlerinde yaşanan büyük iş kazaları (cinayetleri) bunun göstergesidir.

İş ve işçi sağlığı, işyeri güvenliği çalışmaları bu yüzden çok önemlidir. İşçilerin can güvenliğini sağlama sorumluluğu işverenlerin üstünde de olsa bunu denetlemek ve zorlamak da sendikaların görevidir.

Maden işçisiMaden açmak ve işçi çalıştırmanın kurallarının bütününe MADENCİLİK MEVZUATI denir.

Oldukça uzun yazılmıştır. karmaşık ifadelerle doludur... Burada bütün mevzuatı yayınlamak gerekli değil ancak mevzuattan kaynaklanan sorunlara değinmeliyiz.

Mevzuat sorunlarını maddeler halinde inceleyelim.

- Mevzuatın dağınıklığının neden olduğu sorunlar:

Mevcut madencilik mevzuatı içinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ait kanun, tüzük ve yönetmelikler çok dağınık bir durumdadır. Konuyla ilgili maddeler 10 ayrı kanun, 10 ayrı tüzük ve 10 ayrı yönetmelik arasında dağılmıştır.

- Mevzuatın uygulanmasında karşılaşılan sorunlar:

Yazılı kurallar işyerinde görev yapan teknik personele büyük sorumluluklar vermiştir. Uygulamadan da eksikliklerden de onları sorumlu tutmaktadır. Neredeyse işveren 2. ya da 3. sorumlu düzeyinde ele alınmaktadır. Örneğin, yangın söndürme için gerekli ekipmanlar yetersizse,bu yüzden çalışanlar zarar görürse 1. derecede sorumlu,bu işle görevli teknik personeldir. İşverenin bu önlemleri almakla yükümlü olduğu gerçeği gözardı edilmektedir. İşveren, ’’bana gerekli malzemeleri almamı söylemediler’’ diyerek kendini savunabilmektedir.

- Mevzuatın yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar:

Yapılmış olan düzenlemelerin hepsi eski teknolojileri baz alarak yapılmıştır. Modern teknolojinin geliştirdiği olanakların hiç birinden bahsetmemektedir. Madende ortaya çıkabilecek olumsuz durumları en başından önleyebilecek sistemlerin bu günkü teknolojiye uygun olarak kurulmasının gerekli olduğu açıktır. Aynı şekilde, bir kaza anında,çalışanları koruyacak ve tahliye edecek sistemlerin de bugünün teknik gelişmelerine uygun olarak, yeniden tanımlanması gerekmektedir.

- Mevzuatta hiç yer almayan konular nedeniyle ortaya çıkan sorunlar:

Modern madenciliğin gereksinimleri yerine getirilmelidir, kazalara suyla müdahele yetersizdir. Taşınabilir, seri hareket edebilen, kimyasal yangın söndürücülerin zorunlu olması gereklidir. Bunların sayısı, kapasitesi ve madende konumlanışı ile ilgili detaylar mevzuatta yer almalıdır.

Çok konuşulan ve henüz hiçbir maden ocağında yer almayan yaşam odaları zorunlu olmalıdır. Bunların kapasitesi ve konumlanması ayrıntılı olarak belirlenmelidir.

Meslek hastalıkları ile ilgili taramalar 3 ayda bir tekrarlanmalıdır.

Sadece 6 ay-1 yıl arayla (mevcut mevzuatın farklı yerlerinde değişik süreler yazıyor) çalışanların akciğer filmlerini çekmek yeterli değildir.

Ocaklarda çalışan işçilerin beslenme düzeni ile ilgili de düzenlenmeler yapılmalıdır. İşyerinde verilen yemeklerin buna uygun olmasının denetlenmesinin nasıl yapılacağı da belirlenmelidir.

Kapalı galerilerdeki ile neredeyse aynı riskleri ( ani su baskını, göçük, şev kayması, dinamit kullanımı esnasında ortaya çıkan kazalar) taşıdığı halde açık kömür ocaklarında uygulanan herhangi bir tüzük bulunmamaktadır.

Bu eksiklik işletmelerde, bazı konularda işletmelerce hazırlanan yönergelerle giderilmeye çalışılmakta ancak, bu yeterli olmamaktadır. Böyle bir tüzüğün bulunmaması işletmelerde büyük sorunlara neden olmaktadır.

Gürültü, aydınlatma, titreşim; yüksek sıcaklık ve rutubet; uzaktan izleme ve kontrol sistemi gibi konular mevzuatta hiç yer almamaktadır. Bu durumda, fazla gürültü nedeniyle işitme duyusunu kaybeden bir işçinin durumu, yeterli aydınlatma olmaması nedeniyle meydana gelen ölümlü bir kaza, fazla sıcaklık nedeniyle komaya giren bir işçinin durumu, uzaktan izleme ve kontrol sisteminin standartlarının ne olması ya da belirli durumlarda sistemin nasıl davranması gerektiği konularının mevzuat dışında kalması modern madencilikte kabul edilemeyecek bir durumdur.

İlk Adımda Yapılması Gerekenler

- Yerüstü maden işletmelerine ilişkin, yeraltı ocakları için kullanılmakta olan tüzük benzer, bir tüzük hazırlanmalıdır.

- Mevzuattaki mevcut dağınıklık giderilmeli belirli konulara ilişkin yasal düzenlemeler bir araya toplanmalıdır.

- İş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda mevcut mevzuatta hiç yer almayan ancak pratikte karşılaşılan konular öncelikle belirlenip bunlara ilişkin mevzuat hazırlanmalıdır (gürültü, sıcaklık, aydınlatma vb.).

- Yürürlükte olan tüzük yeniden gözden geçirilerek yetersizliği belirlenen maddelerin modern madencilikte uygulanan benzer maddeler göz önüne alınarak revize edilmesi gerekmektedir (yangın, toz vb. )

- Mevcut mevzuatın uygulanmasında karşılaşılan engeller giderilmeli ve mevzuata tam olarak uyulması sağlanmalıdır Konuya ilişkin uluslararası sözleşmeler yeterince tanıtılmalı ve bunlara uyulması sağlanmalıdır.

- Genelde madencilik, özelde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda mevcut standartların sayısı çok azdır Bunların artırılması zorunludur.

İşletmelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda mevcut durumun değerlendirilmesi sonucu belirlenen konulara ilişkin olarak işçi-işveren-devlet ve sendikanın ortaklaşa çalışmalar yapması zorunludur.

Eğitime ilişkin olarak, teknolojiye uygun eğitim araçları ile birlikte önemli konularda eğitim programlarının hazırlanması, işçi ve teknik eleman eğitimine ağırlık verilmesi, iş yerlerinde iş güvenliğini artıracaktır. Bu yüzden hizmet içi eğitim programları da ayrıntılı olarak yazılmalı uygulanması denetlenmelidir.

Maden ocaklarında çalışacak işçilerin ,işbaşı yapmadan önce görecekleri eğitimin niteliği ve süresi çıkarılacak madene göre değişecektir. Ayrıntılı bir eğitim programına ihtiyaç duyulduğu açıktır. Yeraltı ve yer üstü madenciliği ayrı ayrı ele alındığı gibi,çıkarılacak madenin cinsine göre de özel eğitim verilmelidir. Bu eğitim mutlaka seritifikalandırılmalıdır. Yani, madenlerde, ehliyetsiz (sertifikasız) işçi çalıştırılmamalıdır. Bu eğitim programı devlet-işverensendika üçlüsünün ortak denetim ve yönetiminde gerçekleştirilmelidir. İşçi çalıştığı süre içinde de yeni teknikler konusunda hizmet içi eğitim almalıdır. Sadece deneyimine bağlı olarak, ilk girdiği iş koşullarının dışında bir branşta çalıştırılmamalıdır..

Unutmamak gerekir ki, bir maden ocağında yitirilen her candan işyerinde örgütlü sendika da sorumludur. Sendikanın görevi işyerini denetlemek ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Sendikaları sadece parasal işlerle alakalı görmek yanlıştır.

İşçiler sendikalarını denetlemeli, işyeri temsilcilerinden başlayarak, sendikanın en üst yönetimine kadar her yapıda yer alacak olanları titizlikle seçmelidir.

Sendikacılık bir meslek değil,bir görevdir. Her sendika yöneticisi işçilere hesap verir durumda olmalıdır.

İşçi - işveren - devlet ilişkilerinde, sendika, işçilerin temsilcisi olarak sorumluluk altındadır. Sendika yöneticilerinin bu bilince sahip olması için, sendika içi eğitim programları gereklidir.

Maden ocaklarının denetimi, devlet + ilgili meslek odaları + sendika tarafından oluşturulan bir komisyonla yapılmalıdır. İş yerinde örgütlü bir sendika yoksa, iş kolundaki en büyük sendikanın üye vermesi akılcı olacaktır. Sendikaların işçi sağlığı ve iş güvenliği için yeterli sayıda uzman çalıştırması zorunlu olmalıdır. İlgili personeli sendika kendisi istihdam etmeli ancak ücretleri devlet tarafından karşılanmalıdır.

(*) Bu yazı hazırlanırken Tevfik GÜYAGÜLER ve Ümit Yaşar ÖMER’in, “Kömür Madenciliğinde İş Güvenliği ve İşçi Sağlığına İlişkin Sorunların Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerileri” çalışmasından geniş olarak yararlanılmıştır.


Konuyla ilişkili diğer makaleler