HAYIR’ın Kazanması Nesnel Olarak Mümkündür

HAYIR’ın Kazanması Nesnel Olarak Mümkündür

HAYIR’ın Kazanması Nesnel Olarak MümkündürTürkiye yeni bir yol ayrımına doğru ilerliyor. 7 Haziran 2015 seçim yenilgisinden sonra seçmenlerin iradesini hiçe sayan AKP-Saray Rejimi o tarihten beri Başkanlık olarak adlandırdıkları Diktatörlük sistemini oturtmak için çaba sarfediyor. Önce 1 Kasım seçimleri ardından Kürt illerinin intikam amacıyla yerle bir edilmesi, sonrasında 15 Temmuz darbe ve karşı-darbesi... İçeride bunlar olurken dışarıda başka halkların ve ülkelerin egemenlik haklarına karşı savaş açmak ve bu şekilde “milli birlik” duyguları yaratacağını zannetmek.

Bugün ülkede terör varsa bunun sebebi AKP-Saray iktidarının kendisidir. IŞİD’i büyütüp besleyen, teçhizat sağlayan, yaralılarını tedavi edenler kendileridir. AKP-Saray iktidarı da bu terörü yeni baskı yasaları çıkarmak, OHAL’i uzatmak ve Anayasa Referandum’una bu koşullarda gitmek için kullanıyor.

Ekonomi dibe vurdu. Referanduma kadar ekonomik krizin sonuçlarının halka yansımasını engellemek için bin bir numara çeviriyorlar. Referandumun ardı kabus olacak. TL’nin ABD Doları ve Avrupa Eurosu karşısında değer kaybı, borsanın ve piyasaların durgunluğu tehlike sinyallerini bugünden veriyor. Geçtiğimiz hafta AKP’nin entrika ile ele geçirdiği Hava-İş Sendikasının THY işçileri arasında TC Kimlik No’larını alarak yaptığı anket sonucunda yüzde 95 ile “bu yıl zam almamıza gerek yok” sonucunun çıkması çok normal olmasa gerek.

MHP birkaç bakanlık, vilayet kadrosu, belli kurumlarda yöneticilik (THY Genel Müdürlüğüne atanan Bilal Ekşi MHP’lidir ve 1 Kasım seçimlerinde MHP’den aday olacağı için SHGM Genel Müdürlüğünden Erdoğan tarafından alınacaktı) ve Kürt illerinde atanan kayyumlarda aldığı görevler karşılığında AKP’nin Başkanlık tartışmalarında önünü açtı. Özel Harekat ve Sivil Polis kadrolarında yoğun bir MHP’li alımı olduğu ayrıca bilinmektedir.

CHP’ye “Yenikapı Ruhu” sürecinde talep ettiği Dışişleri ile Kültür ve Turizm Bakanlıkları kadroları verilseydi ve belli kurumlarda yöneticilik konusunda tatmin edilseydi bugün CHP’nin de Anayasa konusunda farklı bir yerde duracağı kesindi. AKP-Saray Rejiminin son dakikada CHP’yi farklı bir noktaya getirmek için manevra yapması muhtemeldir.

Burjuva partileri ülkenin kaderini sürekli daha karanlığa sürüklemek için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Bu konuda aralarında farklılıklar olsa dahi temelde birleştikleri konusunda kuşkumuz yok. 15 Temmuz bunu çok açık resmetti.

Bu koşullarda nesnel olarak Anayasa Referandumundan HAYIR çıkmasının önünde hiç bir engel yok. Sorun, hangi partinin ne tavır takınacağı değil, işçi, emekçi ve yoksul halkların ne diyeceğidir. Onun için MHP tabanını kontrol edemiyor, onun için AKP tabanında farklı eğilimler gelişiyor.

Parti ayrımı yapmaksızın, partileri ölçü almadan işçi, emekçi ve yoksul halklarımıza yönelik bir HAYIR kampanyası sonuç alıcı tek yoldur. Dilimizi, istemlerimizi buna göre ayarlayıp, toplumun tüm sömürülen ve ezilenlerine seslenen bir kampanya yürütmeli, gerekirse siyasi partiler üstü bir platform oluşturmalıyız. ÖZGÜRLÜK SEFERBERLİĞİ olarak adlandırdığımız ve negatif belgiler ile değil, pozitif istemler temelinde geliştirilecek bir kampanya yerellerde, mahalle, semt ve sokaklara kadar inerse bun çalışmadan sonuç alınabilir. Bu kampanyayı bir seçim çalışması gibi görmek ve bugüne dek yapılamayanı gerçekleştirmek gerekiyor.

Değişik partilerin biraraya gelip ortak bir kampanya yürütmesi bu çalışmayı sınırlar. HAYIR diyecekse CHP ve HDP kendi tabanına ve seçmenine yönelmelidir. MHP muhalefeti için de aynı konu geçerlidir. Kendi seçmenine seçmeninin hassasiyetlerini dikkate alarak sonuç almalıdır. Komünistler ise diğer sosyalist güçler ile birlikte sınıfa yönelik çalışmaya ağırlık vermelidir. Burada uzun uzadıya ortak metinlerde anlaşmak için uğraş vermemek lazım. Herkes kendi kitlesine kendi kitlesinin özelliklerini dikkate alarak seslenmeli ama onun ötesinde ayrıca ortak platformlar yaratılmalıdır. Bunların adına Meclis mi denir, başka bir isim mi takılır, bunun hiç bir önemi yok. Tek önemli olan, sonuç alıcı ve kitleleri kendi katılımları ile sahip çıkacakları, sonuç alıcı bir çalışmanın gerçekleştirilmesidir.

Referandum kampanyası ÖZGÜRLÜK SEFERBERLİĞİ olarak geniş kitleleri sarmalayan, iktidar karşıtı mücadeleyi yeni bir aşamaya yükselten, devlet ile çelişkisi olan her bireyi kucaklayan bir niteliğe kavuşabilir, kavuşmalıdır. Komünistler tüm diğer parti ve siyasi akımlardan farklı olarak, siyaset farkı gözetmeden sınıfa yönelme şansına sahiptirler. Bu olanağı gerçeğe çevirelim ve ülkemizin kaderinin değişmesinde aşama kaydedelim.


Konuyla ilişkili diğer makaleler