Halk Savunma Merkez Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt: “Yollar Gerillanın Denetiminde”
Halk Savunma Merkez Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt, “Geliye Dostki’den Oremar’a kadar olan hat 10 Ağustos’tan itibaren gerillanın denetimindedir” dedi.
Şemdinli’nin büyük kısmının gerillanın kontrolünde olduğunu söyleyen HPG komutanı, Hakkari, Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli’de yolların gerillanın kontrolünde olduğunu ifade etti.
“Gerilla misilleme eylemleri yapmasaydı, halka daha büyük saldırılar düzenleyeceklerdi” diyen Amed Malazgirt, gerillanın geliştirdiği eylemlerin askeri ve siyasi olarak sonuç alıcı olduğunu kaydetti.
Türk devleti ve AKP hükümetinin saldırılarını tırmandırmaları durumunda savaşı daha da derinleştireceklerini belirten Malazgirt, “Çok savaş taraftarı değiliz fakat saldırı nereden ve nasıl gelirse gelsin buna karşı kendimizi savunup gereken cevabı vereceğiz. Gerilla zaten savunma savaşı veriyor, saldırı tam anlamıyla geliştirilmiş değil. Örneğin savunması zayıf olan karakollara karşı eylem yapmadık” dedi.
Kürdistan ve Türkiye metropollerinde savaşın daha da boyutlanacağını ifade eden Malazgirt, Türkiye metropollerindeki gençlerin meşru savunmaya geçmesi çağrısında bulundu.
“Elimizde asker cenazesi var, sivil heyetler talep ederse gelip alabilirler” diyen Amed Malazgirt, Türk ordusunun asker kayıplarını gizlediğine dikkat çekti. Oremar’daki (Dağlıca) eylemle ilgili bilgiler veren Malazgirt, Gever halkına da direnişi büyütme çağrısında bulundu.
ANF’ye konuşan Amed Malazgirt şunları söyledi:
İki yıldan fazla bir süredir ateşkes vardı. 2011-2012 yıllarındaki savaştan sonra Önderliğimiz devreye girdi. 2011-2012 yıllarında Kürdistan’da çetin bir savaş yürütüldü. Bedelleri bizim tarafımızdan da ağırdı, fakat Türk ordusunun saldırıları büyük oranda kırıldı, daha sonra devlet Önderliğimiz ile görüştü ve Önderlik bu savaşı durdurdu. Biz hareket olarak Önderliğimizin dediklerini, pratik anlamda yerine getirdik. Bizim tarafımızdan bu ateşkesin uzun süreli olup sonuç alması için örgütün üzerine ne sorumluluk düşmüşse örgütümüz yerine getirmiştir. Devletin tahrik, provokasyon hatta zaman zaman saldırılarına karşı ateşkes iki yıldan fazla süre devam etti.
Savaş Kararını Erdoğan Verdi
Özellikle 7 Haziran seçimleriyle birlikte AKP ve Erdoğan yenildiler. Bunun üzerine yeni bir gündem yaratmayı gerekli gördüler. Faşist ve milliyetçilerin oyunu almak için Kürdistan halkına saldırdılar. Bunun için üsluplarını sertleştirip, pratik anlamda savaş kararı verdiler. Zaten savaşın kararı geçen yılın yaz ayında verilmiş ve hazırlıklar yapılmıştı. Kürdistan’ın her yerine asker doldurdular. Bu aynı zamanda halka gözdağıydı. Kürdistan dağlarındaki hakim yerleri almak istiyorlardı ama alamıyorlardı ateşkes sürecinde.
Süreç adı altında buralara kalekol değil, kaleler yaptılar. Daha kapsamlı ve büyük saldırı yapacaklarını biz fark ettik. Biz zaman zaman siyasi olarak tepkilerimizi gösterdik, küçük gerginlikler oldu. Fakat şunu anladık ki, Erdoğan ve AKP’nin niyeti sorunu çözmek değil, savaş hazırlığıydı. Bunun üzerine gelişebilecek saldırılara karşı bizde hazırlıklarımıza başladık.
Gidip karakollarını basmadık, tepelerine saldırmadık ve yollarını kesmedik bizim tarafımızdan herhangi bir saldırı söz konusu değildi. Seçim öncesi ve sonrasında Kürt halkının iradesini kırmayı hedeflediler. Fakat Kürdistan halkı ve dostları buna karşı güçlü iradelerini gösterdiler. Hükümette bu durumdan rahatsız oldu, bu nedenle öncelikle siyasi irade hedef alındı. Başarısız olunca bu kez halkın gücünü kırmayı hedefledi. Metropollerde gençlerin üzerine gittiler, işkence yaptılar, öldürdüler, çocukları bile katlettiler.
Misilleme Yapmasaydık Halka Saldıracaklardı
Bir savaş ilanı yoktu. Fakat gündem belliydi, devlet gerilla ve geçlerin üzerine gidecekti, artık böyle yapacağı kesinleşmişti. Zaten seçimlerdeki yenilgilerinden sonra sonuçları hazmedemediler hala da hazmetmiş değiller. Yeniden inisiyatifi almak için topluma da kendileri elzem göstermek için diktatörlüklerini sürdürmek adına her türlü yöntemi deniyorlar. Halk bunu kabul etmedi. Ardından hava saldırılarını geliştirdiler.
Aslında geçen yıl hazırlıklar yapıldı, stratejik yerlere yığınak yaptılar ve güçlendirdiler, saldırı yapacak bir şekilde konumlandırdılar. Kürt halkının ve PKK’nin iradesini kırmayı hedeflediler, buna inanmışlardı. Günde bazen 120, 130 uçakla saldırılar düzenlediler. Birkaç gün üzerinden geçti, bilgi aldılar, baktılar ki bekledikleri gibi bir kaybımız olmadı. Gerilla tedbirini almıştı, bu tür saldırılara karşı gerilla tedbirlidir zaten. Bütün modern saldırı teknikleri boşa çıktı. Bu saldırılara karşı gerilla misilleme eylemleri yapmasaydı, halka daha büyük saldırılar düzenleyeceklerdi. Gerilla bulunduğu her alanda bu saldırılara karşı gerekli misillemeyi yaptı, gereken cevabı verdi.
Savaş Daha da Boyutlanacak
Sonra hükümetin gündemi değişti. Gerillanın geliştirdiği misillemelerle de ortaya çıktı ki, yarattıkları gündem ve propagandalar fiyaskodan ibarettir. Gerilla gelişen saldırılara karşı kendini savundu ve saldırılara karşı misilleme yaptı. Kürdistan’ın tamamında inisiyatif gerilla güçlerinin elindedir. Geliştirilen eylemler, askeri ve siyasi anlamda sonuç alıcıdır, etkilidir hem de örgüt kontrolünde yürütülmektedir.
Öyle görülüyor ki, savaş daha şiddetli bir hal alacak. Çok savaş taraftarı değiliz fakat saldırı nereden ve nasıl gelirse gelsin buna karşı kendimizi savunup gereken cevabı vereceğiz. Gerilla zaten savunma savaşı veriyor, saldırı tam anlamıyla geliştirilmiş değil. Kontrollü bir şekilde gerekli yerlerde, misilleme eylemleri geliştiriliyor. Görünen o ki Kürdistan ve Türkiye metropollerinde savaşın boyutu daha da büyüyecek.
Yollar Gerillanın Denetiminde
Esasında biz Şehit Reşit Serdar hamlesine hazırlanırken karakolları, tepeleri hedeflemiyorduk. Bir taraftan halkın özellikle gençlerin bu saldırı ve işgale karşı savunması gelişiyordu. Bizde bu hamleyle halka yönelik saldırılara karşı yolları keserek, takviye ve büyük saldırıları önlemek için bu hamleyi geliştirdik. Biz saldırı yerine, gelişebilecek saldırılara karşı yolları keserek takviye ve müdahaleyi önlemek için savunma geliştirdik. Colemerg-Çele yolunu, Gever-Oremar yolunu ve yer yer Gever-Şemzinan yolunu gerilla denetiminde tutarak halka yönelik saldırılara karşı savunma geliştirdik.
Savunması Zayıf Karakollara Eylem Yapmadık
Biz zaten askeri güç, karakollardan çıkmazsa, halka saldırmazsa çatışma olmaz diyorduk. Bizde saldırı geliştirmedik zaten, bazı karakollar vardı savunması zayıf olan bunlara saldırı yapabilirdik, fakat amacımız bu değildi. Amacımız arazide kalıp savunma geliştirmekti.
Devlet ve ordu otoritesinin sarsılmaması için belki çok fazla yansıtılmıyor, fakat 10 Ağustos’tan bu yana bu yolların denetimi gerillalarımızdadır. Hatta Şemzinan bir sure gerillanın denetimindeydi ve halen büyük bir kısmı da gerillanın kontrolündedir. Düşmanın, gerillanın bu güçlü iradesini kırmak için saldırabileceğini tahmin ediyorduk. Örneğin Çele yolunu açmak için birkaç kez operasyon yapıldı zırhlı araçlarla, bu zırhlı araçları bertaraf edildi. Israrla devam ettiler ama gerillanın eylemleri karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar.
Şu an düşman Çele yolundan sevkiyat yapamıyor, hatta havadan da yapamıyorlar. Bu alana tamamen gerilla hakimdir. Özelliklede Geliye Dostki’den Oremar’a kadar olan hat 10 Ağustos’tan itibaren gerillanın denetimindedir. Düşman birkaç kez bu çemberi kırma girişiminde bulundu ama başarısız oldu. Özel harekat polisleri ile birlikte Bolu ve Kayseri’den gelen birlikleriyle, zırhlı araç ve havadan da kobra, skorsky ve uçak saldırıları ile tekrar yöneldiler. 10 Ağustos’tan bu yana bu alanda yoğun savaş var, Türk ordusu her yöneliminde burada kırıldığı için basına yansıtılmadı, burada büyük bir gerilla direnişi sergilendi. Düşman ısrarla bu hattı açmak istiyor, fakat gerilla güçlerimiz izin vermiyorlar.
Geliye Dostki Denetimimizde
Düşman 14 Ağustos’ta büyük bir operasyon yaptı, arkadaşlarımız etkili bir şekilde cevap verdiler ve göz ile görülen 15 asker öldürüldü, birçok yaralıları vardı. Gerilla güçlerimiz tarafından püskürtülen düşman bir süre bu alana gelmedi, anlaşıldı ki hazırlık yapıyorlar. 1 Eylül itibariyle Geliye Dostki’de şiddetli çatışmalar yaşandı, ellerindeki bütün modern teknikleri kullandılar. Havadan da saldırı geliştirdiler, ancak bu saldırılar gerillanın etkili eylemleriyle geri püskürtüldü. Halen Geliye Dostki’nin denetimi arkadaşlarımızın elindedir. İnanıyoruz ki, saldırılar ne kadar gelişirse gelişsin geri püskürtülecektir.
Esasında 2011-2012 yıllarında Şehit Reşit Serdar bu hamlenin öncülüğünü yaptı, araziyi ve alanın tamamın denetimine almış öyle devam ediyordu. Biz bu hamleyi şimdi başarıya götüreceğiz. Yine bu son operasyonda da modern teknolojileriyle, karadan zırhlı araç ve tanklarla havadan da kobra, skorsy ve savaş uçaklarıyla saldırdılar. Sabah saatlerinde ağır silahlarla tekniğe karşı bir çatışma geliştirildi, daha sonra zırhlı araçlarla saldırı geliştirdiler, buna karşı arkadaşlarımız PKK’nin fedai ruhuyla cevap geliştirdiler ve bu araçları imha ettiler. Saldırı kolları bu araçların üzerine giderek silah kaldırdılar. Gerilla fedai bir ruhla düşmanın bu saldırılarını kırdılar. Hatta buradaki cenazelerde arkadaşlarımızın denetimindeydi. Geliye Dostki’deki bu direniş kendisiyle büyük başarılar getirdi. Savaş sadece bu anlattığımız alanla sınırlı değildi Şemzinan ve çevresinde de gerilla eylemlilikleri sürmektedir.
Cenazelerini Götürmelerine İzin Verdik
Gerillanın moral durumu en üst düzeydedir. Gerillanın mevzilendirmesi de güçlüdür. Ordunun tümü de gelse arkadaşlarımız bu saldırıları geri püskürtme direnme kararlılığındadır. Gerillanın son geliştirdiği eylemde bunun kanıtıdır. Son teknolojiyle donatılmış bir ordu Geliye Dostki’de kırıldı, geri püskürtüldü. Arkadaşlarımız cenazelerini almaya cesaret edemediklerini belirtti. Vali sivil heyetle ile görüştü. Sivil heyetler arkadaşlarımızın yanına geldi, sivil heyetin talebine karşı hareketimiz cenazeler üzerinden politika yapmayı ahlaki bulmadığı için cenazelerin götürülmesine izin verdi. Hareketimizin bu insani yaklaşımına rağmen heyet cenazeleri alırken düşman hazırlık içerisine girmiş ve cenazeler alındıktan sonar havan, top ve hava saldırılarıyla tekrar saldırmıştır. Arkadaşlarımız büyük bir fedakarlıkla bu saldırılara karşı kendini savunmuştur. Düşmanın yansıttığı gibi kayıplarımız yaşanmamıştır.
Elimizde Asker Cenazesi Var, Sivil Heyetler Devreye Girsin
İkinci çatışmada, 3 Eylül günü yoğun teknik kullanımından dolayı 2 arkadaşımız şehit olmuş, 1 arkadaşımız yaralanmıştır. 1 Eylül’den 5 Eylül’e kadar hiçbir kaybımız olmamıştır. 6 Eylül günü yapılan saldırılarda da hiçbir yaralı ve kaybımız olmamıştır. Gelen zırhlı araçlar imha edilmiş, burada askeri malzemeler kaldırılmış, arazinin denetimi ise gerillanın elindedir. Düşmanın cenazelerinden biri arkadaşlarımız denetiminde olan alanda bulunmaktadır. Bu askerin ismini ve bilgilerini paylaşacağız kamuoyu ile, eğer sivil bir heyet talep ederse bu cenazeyi vereceğiz. Öyle anlaşılıyor ki, düşman kayıplarını açıklamıyor, gizliyor.
Örneğin konvoylar birbirine yetişmeden 3 ayrı yerde sabotaj eylemi yapılıyor. Burada ölen askerlere ne oldu, neden açıklanmıyor? İlk konvoyda basına yansıtılan 15 askerin öldürüldüğü yönündeydi. Diğer tank ve akrep tipi zırhlı araçtaki kayıplar ise gizlenmiş ve açıklanmamıştır.
Gever Halkı Hep Öncülük Yaptı
Türk ordusunun yoğun saldırılarına karşı Gever halkı mahallerini bırakmadı büyük bir direniş gösterdi. Gever halkının bu direnişini kutluyoruz. İnanıyoruz Gever halkı geçmişte de olduğu düşman saldırılarına misliyle cevap verip, alanlarını savunur, düşman saldırılarına karşı direneceklerdir. Gerilla güçleri Geliye Dostki’yi bırakmayacak, gelişecek her saldırıları da kıracaktır.
Gever halkı için söyleyecek pek fazla bir şey yoktur. Gever halkı tarihinde de olduğu gibi düşmana karşı her zaman direnmiş, örgütün yanında yer almıştır. Düşman kobra helikopterler kaldırmak istedi, zırhlı araçlarla saldırmak istedi, ancak gençlerin direnişi bunu önledi. Tarihimizde Gever bütün saldırılara karşı öncülük yapmıştır. Cizre’de düşman halkımıza yönelmiş yoğun saldırmaktadır. Gever halkı bu saldırılara sessiz kalmamalı tavrını göstermelidir. Sadece Gever halkı değil bütün Kürdistan halkı saldırılara karşı direnmelidir.
Metropollerdeki Gençler Meşru Savunmaya Geçmeli
Düşman Kürt halkını her yerde hedef alıyor. Metropollerde halkımızın dükkanlarını yakıyor talan ediyor, öldürüyor. Kürt gençleri bu saldırılara sessiz kalmamalı, meşru savunma hakkını kullanmalı, saldırılara cevap vermelidir. Başta Gever olmak üzere bütün Kürdistan halkı bu saldırılara karşı direnmeli, geçit vermemelidir.
Herkes rahat olmalıdır. Bu savaşta özgürlük isteyenler kazanacaktır. Bu hassas durumlarda düşmana karşı Kürt halkının direnişini kutluyoruz.
12 Eylül 2015, Cumartesi 07:01
Behdinan / ANF - Sipan Ferhat