Deniz Yoldaş’ı Anmak...

Deniz Yoldaş’ı Anmak...

Mustafa Asım Hayrullahoğlu (Deniz)Yine bir Kasım ayı, yine sonbaharda ağaçların yapraklarını döktüğü gibi aramız- dan ayrılan yoldaşlar... TKP MK Genel Sekreterleri Zeki Baştımar (Yakup Demir), İsmail Bilen (Marat) yoldaşlar ve paramiliter faşist çetelerin katlettiği Talip Öztürk (Orhan Tok) ile Ali İhsan Özgür... Ve faşist darbecilerin zindanlarında ser verip sır vermeyen yoldaşımız Mustafa Asım Hayrullahoğlu’nun (Deniz) katledilişinin yıldönümü...

Kuşkusuz daha bir çok arkada- şımız vardır bu netameli ayda yitirdiğimiz. İLD, İGD, İKD ve diğer yığın örgütlerinde, sendikalarda mücadele veren arkadaşımız, yoldaşımız, isimsiz sıra neferlerimiz...

Aslında ben anma yazısı yazmayı pek sevmem. Öteki önemli olayların yıldönümlerinde de sanki yasak savmak gibi birbirinin kopyası yazılarla sayfalar doldurmak anlamsız gelir bana. Ama yazılmazsa da sanki o insanlara ihanet edilmiş gibi, tarihin o dönemindeki yaşanan olaylar unutulmuş gibi değerlendirilir çoğu kimse tarafından.

Türkiye Komünist Parti’sinin üyeleri, sempatizanları, yolu kesişmiş insanlar artık Deniz yoldaşı çok iyi tanıyorlar. TKP İstanbul İl Komitesi Sekreteri Deniz’in, partisi için nasıl çırpınıp didindiğini iyi biliyorlar.

Proleter İstanbulPolitika Gazetesi Kasım ayında 4. yayın yılını geride bıraktı. TKP MK eski üyesi Ömer Ağın, Politika Gazetesi’nin ilk sayısında (Kasım 2014) yapılan söyleşide Deniz yoldaş için şunları söylemişti: “Onun komünist, devrimci kişiliği unutulmayacaktır. Tekrarlıyorum, Mustafa’nın, Deniz yoldaşın ölümü sıradan bir ölüm değildir, parti açısından kaybı da sıradan bir kayıp olmamıştır. Deniz yoldaş, -belki o dönemlerde teorik olarak hiç birimiz tam yeterli olmasak da- işçi sınıfının yükselen mücade- lesi ve Kürdistan’ın özgürlük mücadelesinin bir arada yürütülmesinde en öncü isimlerden biriydi. Bugün yaşasaydı aynı yerde dururdu. Onun devrimci duruşu ve kişiliği, Türkiye ve Kürdistan komünistleri için büyük örneklerden biridir.”

Sevgili Ömer’in Deniz için söylediği bu cümleleri özellikle aldım buraya. Çünkü Partinin likide edilmesinden bu yana geçen şunca yıl sonra ortalıkta dolaşan ve kendilerini TKP’li diye adlandıran birçok öbek, Mustafa Hayrullahoğlu’nun Diyarbakırlı bir Kürt olduğunu bile gizlemeyeçalışıyor. Kemalizmin sığ sularında kulaç atan, “Vatan, Cumhuriyet, Bayrak” edebiyatıyla Deniz’e sahip çıkmaya çalışıyorlar. Maalesef bu öbeklerle bağlanmayan ama kendisini komünist sayan kimi eski yol arkadaşlarımız da Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı hasmane bir tutum içinde davranmaya devam ediyorlar.

Yukarıda ilk sayısının birinci sayfasını kullandığım Proleter İstanbul gazetesi, Deniz yoldaşın İstanbul İl Komitesi’nin faşist cunta koşullarında yayınlanan yayın organı. Örgütlenmesinde emeği olan ama yayını göremeyen yoldaşımızın anısına tam dört yıl aralıksız yayınlandı. Parti yönetimince Proleter İstanbul’un yayınına son vermemiz istendiğinde tam da likidasyonda sona gelindiği günlerdi. Bu operasyon partiyi dağıtanların Deniz’i de bitirmesiydi.


Konuyla ilişkili diğer makaleler