Coşkun Çağlar, Darbeler Döneminin Yazarı

Coşkun Çağlar, Darbeler Döneminin Yazarı

Coşkun ÇağlarCoşkun Çağlar’ı ancak şu cümlelerle tanımlamak yerinde olur: “O, bir yazardan, bir şairden çok, 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrasında yaşanılan travmalı sürecin bir çığlığıdır.” Evet, aynen böyle ifade edilebilir. Çünkü o, bir yanıyla karanlık dönemin canlı tanığıdır. Burada yazar, yazdığı öykülerle ve şiirlerle de, tarihe bir not düşmektedir.

***

Coşkun Çağlar, 1954, Mecidiye Koyu, Akhisar-Manisa doğumlu. İlk Kitabı, “12 Eylül’e Kadar” turu, anlatı. İkincisi ise, şiir kitabı: “Özgürlük Ve Aşk”, son calışması bir oyku kitabı olan “Eşkiya”dır. Çağlar, buyuk olcude şiir tutkunu biri. Onun şiirleriyle bağ kurmak, şiirdeki karmaşayı aşarak dizelerdeki şiirsel orguyu anlamak icin, kuşkusuz yaşadığı donemi irdelemekte yarar var. Kullanılan uslup kimilerine gore sert olabilir. Ancak 1980 12 Eylul’un o acımasız surecini birebir yaşayanlar bunu daha kolay algılarlar. Zorlu baskıların, işkencelerin koyu golgesinde, icsel yapısını, ruhsal dengeleri gorece dumura uğratılan bir birey, gecmişe tanıklığını ancak bu sozcuklerle dile getirebilir. Cunku altı cizilen yaşanmışlıklar, şiirden ziyade, isyan oncesi bir cığlığı cağrıştırır. Durum boyle olunca, Çağlar’ın yazılarında, şiirlerinde edebi sus değil, vurgun yemiş bir gercekliğin izlerini aramakta yarar var.

Coşkun Çağlar’ın “Özgürlük ve Aşk” isimli şiir kitabı bu surec icinde 4 kez soruşturma gordu. (BirGün, 24 Haziran 2011) Aynı adı taşıyan şiirindeki bazı sozlerden dolayı uc kez soruşturma geciren, 12 Eylul tanıklarından Çağlar’a beraat ettiği halde “sucu ve sucluyu ovmek” iddiasıyla dorduncu kez soruşturma acıldı. Ancak bu da sonuc vermedi ve sonunda dava beraat ile sonuclandı.

Coşkun Çağlar’ı, sanırım şu cumlelerle anlatmak yerinde olur: “O, bir yazardan, bir şairden çok, 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrasında yaşanılan travmalı sürecin bir çığlığıdır.” Evet, aynen boyle ifade edilebilir. Cunku o, bir yanıyla karanlık donemin canlı tanığıdır da. Burada yazar, yazdığı oykulerle, şiirlerle, tarihe bir not duşmektedir aslında; onun, ceşitli gazetelerde cıkan koşe yazılarında da bu hassasiyeti gormek mumkun. Yazar, son yazılarından birinde şunları soyluyor:

“Ülkenin itibarını kişinin itibarından ayıramazsınız. Demek ki her ikisi bir bütünü oluşturuyor. Ülkede asgari ücret yaşam standartlarının çok altındayken, siz kalkıp 1,3 milyar liraya kendinize bin odalı saray yaptırtmasınız. Kaldı ki bu sarayın sadece elektrik gideri için kamunun cebinden yıllık yaklaşık 8,5 milyon TL çıkacağı söyleniyor. Senin halkının çoğunluğu kirada ve gecekondularda açlık sınırında yaşarken, kırsal kesimde vatandaşlarının büyük bölümü taşıma aracı olarak hala eşek, beygir ve hatta öküz kullanıyorken,

kendinize son model özel uçaklar tahsis edemezsiniz; eğer yaparsanız buna da, halkının sırtından geçinmek derler. (...) Tabi ki, ülken ekonomik, siyasi ve askeri olarak hala dışa bağımlı ise, emperyalistler vatanı dört koldan sömürüyor ise, aynı zamanda. İtibarsızsın demektir de.“

C. Çağlar, duz yazılarında ve şiirlerinde salt bir olaya takılıp kalmıyor. O, yaşanılan tarihsel surecteki savaşları da irdeliyor. İran, Irak, gecmişte kalan Korfez savaşları dahil olmak uzere, Cecenistan, Bosna Hersek, Suriye, Doğu’da devletin surdurduğu kirli politikaları, Sur, Cizre gibi bolgelerde yaşanan acılar, onun yazılarının başlıca konusunu oluşturuyor:

“Eller yumruk, içlerinde bir avuç toprak
Gözler bir noktada büyüyor
Ağlayanlar Kürt, Türk Ermeni...
Hıçkırıklar hep aynı”

Diyerek, bir olcude bizim gecmişte kalan acıları duyumsamamıza yardımcı oluyor ve ekliyor ardından:

“Bir beden de can
Bir bedende kol
Bir beden
Yerde paramparça”

Ekliyor hemen ardından:

“Ozgurluk

Bedel ister.
Özgürlüğü sahiplenmek,
Zindan.
İdam,
Ve
Ölüm ister;
İsmi geceyle gündüzün
Yüreğimin acılı sevinci...

Coşkun Çağlar’ın son yazdığı şiirler de yaşadıklarıyla buyuk olcude ortuşuyor. Aslında yayımlanan uc kitap arasında yalın, ince bir orgu var. Kitaplarda altı cizilen konular, sanki gecmişteki o tarihsel surecin ciddi fotoğrafını sunuyor okuyucusuna.

Yazarın, son Soma Katliamı uzerine kaleme aldığı bazı şiirleri, Akhisar’da 16 Şubat tarihinde yapılan Soma Davası Yargılamaları sırasında bildirilerle birlikte yuzlerce dağıtılmış olması, bize gore, o dizelerin icinde taşıdığı yaşanmışlığın gercekliğinden başka bir şey değildir...

 

Coşkun Cağlar

Coşkun ÇağlarCoşkun Çağlar, 1954 yıllında Akhisar Mecidiye koyunde dunyaya geldi. Sekiz cocuklu bir ailenin yedincisiydi. Hırcın, kavgacı, kural tanımaz bir cocukluk sureci gecirdi. Babasının isteği uzerine, yağlı pehlivan gureşlerinde yer aldı. Birkac kez Edirne’de Kırkpınar Gureşleri’ne katıldı. Ancak daha sonra gureşi bıraktı. 1977’de Akhisar Halkevleri yonetiminde yer aldı. Akhisar Tuketiciler Kooperatif’inin calışmalarında bulundu. Ege Tutun Ureticileri Sendikası’nın (ETUS) Genel Sekreterliğini Ustlendi. Tutuklanmasına kadar, 1979 – 1981, İzmir’de Tariş direnişinde yer aldı.12 Eylul 1980 darbesinin estirdiği koyu fırtınada -bircok insan gibi- o da ağır bedel odedi.

C. Çağlar, “12 Eylül’e Kadar” isimli bir anlatı kitabı ile edebiyata girdi; ardından, “Özgürlük ve Aşk” (şiirler) cıktı. Son olarak, 2012 yılında “Eşkiya” isimli oyku kitabı okuyucularıyla buluştu...

Çağlar’ın “Özgürlük ve Aşk” isimli kitabı 4 kez soruşturma gordu. Aynı adı taşıyan şiirindeki bazı sozlerden dolayı uc kez soruşturma geciren 12 Eylul tanıklarından Coşkun Çağlar, beraat ettiği halde “sucu ve sucluyu ovmek” iddiasıyla dorduncu kez dava acılsa da” konu yine beraat ile sonuclandı.

Elinizdeki kitap “Eşkiya”nın genişletilmiş ikinci baskısıdır. Birincisinde yer almayan “Çeltik İsyanı”, ile “Yaşam Kavgası”, isimli iki oyku, son baskıya eklenmiştir...