Bir IŞİD’linin İtirafları

Bir IŞİD’linin İtirafları

Bir IŞİD’linin İtiraflarıANF’den Sedat Sur’a konuşan Gazitatar, Girê Sipî’de (Til Ebyad) tümüyle Türk güçlerinden oluşturulan Konstantin Taburu’nda YPG/YPJ savaşçılarına karşı savaştığını anlattı.

Adıyaman Üniversitesi’nde okuduğunu ve 24 yaşında olduğunu ifade eden Gazitatar, IŞİD ile nasıl tanıştığını şu sözlerle anlatıyor: “Okul ihtiyaçlarımı karşılamak üzere, Adıyaman ile Urfa arasında kurulan Suriyeli mültecilerin kaldığı kampa yemek veren amcama ait Yaşar Sofra isimli şirkette çalışmaya başladım. Kampta çalıştığım süre içerisinde genelde yalnız başıma takılıyordum. Kimseyle fazla bir ilişkim yoktu. Bir gün Ahmet Korkmaz isimli kendisi de kampa yemek veren başka bir firmada çalışan biri ile tanıştım, sohbet etmeye başladık. Ahmet kendisinden bahsetmeye başladı. Belli bir süre sonra sohbetlerimiz dini bir içerik kazanmaya başladı. Ahmet ile konuşmalarım sırasında bana cennetcehennem konusunda anlattıkları bende bir korku uyandırdı. Bu sohbetlerden sonra namaz kılmaya başladım. Bir yandan bu duruma seviniyordum, yaşam tarzım değişmişti. Namaz ile birlikte Ahmet’in telkinleri üzerine dini içerikli kitaplar da okumaya başladım. Suriyeli mültecilerin kaldığı kampa yemek verme işimiz bitti. Ahmet ile Adıyaman’da görüşmeye başladık. Ahmet ile ilişkimiz ilerledi, sohbetlerimiz artık tamamen dini olmuştu. Bir gün Ahmet bana dini eğitime katılmak isteyip istemediğimi sordu. Kabul ettim. Ahmet Korkmaz’ın Adıyaman stadyumu yakınında Mezarlık Mahallesi’nde “dini eğitim kampı’’ olarak kullandığı bir evi vardı. O kampta Yusuf, Eymen, İbrahim isimli 4 kişi ile birlikte eğitim almaya başladık.”

IŞİD’E KATILMA SÜRECİ

Kampta 5 ay boyunca cihad üzerine dersler aldığını ifade eden Gazitatar, “Beş ay bittikten sonra bir süre derslere ara verildi. Daha sonra Ahmet’in aranması çıktı. Ahmet artık Türkiye’de kalamayacağını söyledi. Bir süre sonra da İbrahim’den, Ahmet’in Suriye’ye geçtiğini öğrendik. Ahmet’in Suriye’ye geçmesinin ardından İbrahim ile görüşmeler devam etti. Ahmet, İbrahim üzerinden bize haber gönderiyordu. Son olarak 2015 Mayıs ayında Ahmet, İbrahim üzerinden haber göndererek DAİŞ’e katılmak isteyip istemediğimi sordu. Anlatıldığı gibi savaş olmadığını, Suriye’de savaş yaşanmadığını, bunların medyanın karalaması olduğunu iletti. Eğer kabul edersem, Suriye’de bir aylık Ribat (nöbet hizmeti) ardından İslam Devleti içerisinde istediğim şekilde bir iş verileceği ve normal bir yaşam sürdürebileceğimi aktardı. Ben de hem yaşadığım sıkıntılar hem de aldığım cihad eğitimi nedeniyle katılmayı kabul ettim. Cihad, bize ‘’ya zafer ya şehadet... Öldüğün zaman Allahın sana verdiği nimetlerden, rızıklardan, hurilerden faydalanıyorsun, yaşadığın zaman İslam Devleti’nin toprakları genişliyor. Her halükarda faydalı çıkıyorsun, kazanıyorsun’’ diye anlatıldı. Ben de bu nedenle katılma kararı verdim” diye konuşuyor.

ADIYAMAN’DAN SURİYE’YE GEÇİŞ

‘Adıyaman’dan Suriye’ye nasıl geçtiniz?’ sorusunu da yanıtlayan Gazitatar şöyle anlatıyor: “Katılmayı kabul ettikten sonra İbrahim, bana ertesi gün hazır olmam gerektiğini söyledi. Valizimi hazırladım, bir inşaatta sakladım, aileme de hastaneye gideceğimi söyledim. Ertesi gün sabah erkenden uyandım, namazımı kıldım. İnşaattan valizimi aldım, İbrahim ile görüştüm. İbrahim, bana ‘Kilis’e gideceksin, Kilis minibüs durağında bizim bağlantımız olan taksici ile görüşeceksin’’ dedi. Taksici’yi kısa boylu, dolgun, bıyıklı 35 yaşlarında biri olarak tarif etti. İsmini söylemedi. Otobüse bindim, önce Antep, ardından da Kilis’e geçtim. Minibüs durağında bulunan taksicilerin yanına gittim. Tarif edilen taksiciyi buldum. Taksici beni Suriye’ye geçirecek olan kuryeyi aradı. Kurye beni oradan alarak Kilis’in dışında bulunan, toplanma ve geçiş kampı olarak kullanılan bir yere götürdü. Ağaçların arasında bir yerdi. Dört-beş kadar toprak ev vardı. Orada Türkiye’nin başka bölgelerinden gelen 17 kişi daha bulunuyordu. Kurye bizi aldıktan sonra Cerablus Sınır Kapısı’nın 1 kilometre yakına kadar götürdü, burada Suriyeli sivillerin geçtiği bir hat var, o hattın 150 metre kadar yakınından bizi Cerablus’a geçirdi.”

‘BİZE BÖYLE SÖYLENMEDİ’

Cerablus’ta karşılaştığı durumu da anlatan Gazitatar, “Cerablus’a vardıktan sonra bizi karşılayan kişiler Bab kentine götürüleceğimizi, orada eğitim kampına alınacağımızı söyledi. “Eğitim kampından haberimiz yok, bize öyle bir şey söylenmedi’’ dedik. “Yeni bir uygulama. Dini eğitim ve ardından da askeri eğitim alacaksınız’’ diye cevap verdiler. Bizi eğitim kampına götürdüler. Bizim beklentimiz bu değildi. Başta söylendiği gibi bir aylık bir nöbet tutma görevi ardından bir iş verilecekti ve İslam Devleti içerisinde yaşayacaktım. Ama orada durumun anlatıldığı gibi olmadığını hemen anladım” diye konuşuyor.

Eğitim kampının ardından Til Ebyad’a geri gönderildiğini ifade eden Gazitatar, “Til Ebyad’a bir tabur olarak gönderildik. Bizim taburumuz zaten tümüyle Türklerden oluşan bir taburdu. Bizim tabura, Konstantin Taburu ismi verilmişti. 27 kişiden oluşan bir taburdu. Til Ebyad’a gittiğimiz günlerde YPG artık Til Ebyad’a ilerliyordu. Artık çatışma sesleri kentten duyuluyordu. O dönemde sadece bir defa çarşıya çıktım. Halk DAİŞ üyelerinden korkuyordu” sözlerini kullanıyor.

Til Ebyad’da sivillerin geçişini engellemeye çalıştıklarını da anlatan Gazitatar, “Ancak YPG artık kenti kuşatmaya başladı. Bunun üzerine bize de kentten kaçarak Reqqa’ya geçmemiz gerektiği söylendi. Biz kentten kaçtıktan sonra siviller de kenti boşalttı” dedi.

‘KAÇAMADAN YAKALANDIM’

Nasıl yakalandığı konusunda da bilgiler veren Gazitatar şunları söyledi: “YPG artık kenti her açıdan kuşatmıştı. Biz kaçmaya çalışırken kentin güneyinde bir köyde kuşatmaya alındık. Çatışma yaşandı, yanımdakiler öldürüldü. Ben köyde bir ahıra saklandım. Bir süre orada kaldım. YPG’nin arama tarama çalışması sırasında yakalandım.”

Rojava’da cezaevinde bulunan Gazitatar, Adıyaman’da yaşayan gençlere de şu çağrıyı yapıyor: “Ortada zafer veya şehadet yok. Hayatınız mahvolur, her şey biter. Bize Türkiye’de anlatılanlarla, burada gördüklerim arasında dağlar kadar fark var. DAİŞ bize anlatıldığı gibi değil.”


Konuyla ilişkili diğer makaleler