Özyönetim ve Meclislerin Önemi

Özyönetim ve Meclislerin Önemi

Dünyanın her yerinde sorunların çözümünü sağlayan güç halkın mücadelesidir. Siyasetin devreye girmesini sağlayan da halkın mücadelesidir. İnsanlık tarihinde halk mücadele etmeden, halk, halklar devreye girmeden gerçekleşen hiçbir adım ve çözüm yoktur. Görüşme ve müzakerelerle bir çözüm olmuşsa bunun arkasında da mutlaka halkların eylemi ve gücü vardır. Kuşkusuz diyalog, görüşme ve müzakereyle sorunun çözümü olsaydı iyi olurdu. Herkes bunu tercih ederdi. Halkların özyönetim ve demokratik özerklik mücadelesi çabasına yoğunlaşmak gerekir. Kim özgürlük istiyorsa, kim Kürt sorununun çözümünü istiyorsa şu andaki tutumu net olmalıdır. Çözüm de müzakere de ancak bu mücadelenin gelişmesiyle olur. Kim çözüm istiyorsa demokratik siyasal yolların açılmasını istiyorsa, Kürt halkının özyönetim mücadelesine destek vermelidir. İşte o zaman devrimci görev kardeşlik görevini sosyalist görevini yapmış olur, mücadele de buna göre şekillenir. İnsan gibi nazik bir tür ve toplumu gibi tehditlere açık bir varoluş, güçlü bir özsavunma olmadan varlığını uzun süre ayakta tutamaz. Toplumsal savunmada ise topluluğun tüm fertleri ortaklaşarak kendini savunur, hatta savunma olanaklarına göre topluluğun sayısı ve örgütlenme biçimi sürekli değişir. Savunma toplulukların asli bir işlevidir. Toplumsal özsavunma bilinci örgütlenmeyi, örgütlenme de eylemi geliştirir. Yani bilinç örgüt ve eylem bütünlüğü özsavunmayı mümkün kılar. Özsavunma birey ya da topluluğun bizzat uyguladığı başka bir güce ya da kesime devredilemez bir eylemdir. Kürtler ve Kürdistani halklarda tarihi mücadele boyutuyla gelişen toplumsal bilinç ve örgütlülük sayesinde özsavunmayı geliştirmeyi bilmişlerdir.

Asıl konumuz olan yerel yönetimlerde geliştirilen veya geliştirilmek istenen özyönetim ve özsavunma konularının ele alınabilmesi için de meclislerin oluşum şeklini anlatmak zorundayız. Dünya çapında gelişen yerelliğin, yerel kültür ve ekolojinin artan büyük önemi kurumlaşmalara ilgi göstermek ve örgütlemek başta gelen demokratik siyaset konularıdır. Köy ve belediye kurumlaşmalarını Kürt toplumunun özelliklerine uyarlandığında somut olarak kentler için özgürlükçü demokratik belediye hareketi, kırsal köy alanlarına da özgürlükçü komün hareketi gerekir. Demokratik kurumlaşmaların önemli bir alanı da belediye, kent ve kırsal köylerdir, bunlar demokratik toplumun temelidir.

Köy ve kentler demokratikleşmedikçe, elimizde bulunan belediyelerimiz, istediği kadar hizmet etsinler, alt yapı, üst yapı çalışmalarında başarılı olsunlar kendi başlarına demokratikleşmeleri mümkün değildir. Yerel demokrasiler özü gereği halkın tabanından çıkan, onu iradesini kollektif yönetimlere taşıyan bir çalışma, ve üzülerek söylemek zorundayım belediyelerimizde halkın temsiliyeti oluşmadı. Yaşadığım bölgede somut olarak şimdiye kadar DARGEÇİT ve NUSAYBİN hariç diğer ilçelerde sağlıklı, halkı kucaklayan mahalle meclisleri, köy meclisleri, sokak meclisleri, kent meclisleri, gençlik meclisleri, kadın meclisleri ile demokratik halk meclisleri, konseyleri, işçi meclisleri oluşturulamadı. Neden? Çünkü, baştan beri (söylemek zorundayım genelleme yapamam, defalarca söyledim yine de söyleyeceğim) bunları yerelde hep tartışırız; Eleştiri özeleştiri olmadan aydınlık ışıklı yolumuzu bulamayız. Bu nedenle kimse alınmasın ama üstüne alsın ki yaşamsal sorunlarımız çözülsün. Şimdiye kadar bölgede gerçek anlamda demokratik kooperatif kurulmamış ya da yoktur. Akademiler yok sınırındadır, Komünal ekonomi inşa edilmemiş, meclisler kurulmamış. Nedeni açıktır; haketmedikleri halde en üst seviyeye gelenler belediye başkanları, belediye meclis üyeleri vs. Kişiler hem bunlardan anlamıyorlar, hem de bunları kurduğunda gelecek hesapları olduğu için kendi akrabalarından ahbap çavuş ve dar grupçu zihniyete yönelmektedirler, bu nedenle sağlıklı örgütlenme, sağlıklı meclisler oluşmuyor, oluşamıyor. Halkın kendi özgür iradesiyle seçilmesi ve yönetimlere gelmesi şimdilik yok, oluşmamıştır. Ama dipten gelen yeni yetişen kendini eğitimden geçiren akademiye başlayan oradan geçen gençlik özgür iradesiyle hareket ediyor, bu tür olumsuz oluşumlara karşı çıkıyor, bunları değiştirme kararlılığındadırlar. Defalarca söyledik, yandaş karar almaktan vaz geçmeliyiz belediyelere alınan üst düzey kadrolar ekonomi, kooperatif, diplomasi siyaset açısından birikimli donanımlı olduklarını söyleyemeyiz. Yetenek ve kalite açısından dünyayı kavrama, yerele somuta indirgeme konusunda başarılı değillerdir. Belediyelerimizde sovhoz ve kolhozlar konusunu incelediklerini zannetmiyorum. Dünyadaki tüm kooperatifler incelenmeli tahlil edilmeli çünkü bunların hepsinin çıkış yeri Sovyet kooperatifleridir. Asıl karar yetkisi, köy mahalle, kent meclisleri delegelerinindir. Hiç kimse halk adına meclisler adına karar alamaz uygulayamazlar, ama maalesef halkı dinleyen yok, kendi başlarına buyruk olanlar çoğalmıştır. Kürdistan’da işçi konseyleri, demokratik halk meclisleri mahalle forumu gibi konular işlenmemiş gibidir. Toplumun demokratikleşmesi, toplumun demokratik taleplerini yeniden yapılanma, örgütlenmeyle çözmemiz gerekir.

Kürdistan’da eksik olan şey örgütlü toplum için bilinçli çalışma yapılmamış. Eksiklik burada önümüze çıkıyor. Bilinçli, örgütlü, eğitimden geçmiş insan azlığı söz konusu, ama kimse de çalışma azmi eksik olmasın muhakkak özgür yurttaş, özgür halklarımız örgütlenmeyi de, meclisleri de, akademileri de, komünal ekonomik biçimi de yaratacaktır. Demokratik özyönetim, demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur, nasıl kendine göre demokrasi olmazsa, özyönetimsiz güçlendirilmiş yerel yönetimsiz demokrasi de olmaz. Özyönetim halkın kendi kendini yönetme biçimidir. Özyönetimler meclislere dayanır, meclisler yoksa özyönetimler eksik kalır. Özyönetim Kürt halkının hakkıdır, herkes bu hakkın yanında yer almak için çaba göstermelidir. Özyönetim demokratik cumhuriyete açılan kapıdır, özyönetim sosyalizme açılan yoldur, bu sürecin başıdır. Gün, tüm demokrasi güçlerinin birlikte hareket etme günüdür, Kürt halkı yalnız kalırsa herkes kaybeder.


Konuyla ilişkili diğer makaleler