Özgürlüğün kenti AMED’de Newroz…

Amed'de Newroz 2015 Kutlamaları

Özgürlüğün kenti AMED’de Newroz…

İlk kez 2013 Newroz’unu Amed’de yaşamak, tanıklık etmek istedim. Olmadı. 2014 Newroz’unda tek başıma da olsa gitmek için niyetlendim. İstanbul Kazlıçeşme’de yapılan Newroz’la yetindim. Çok yığınsal, canlı, coşkulu bir Newroz’du. Hatta Sırrı Süreyya konuşmasına, “Amed’i kıskandırmak zorunda mıydınız?” diye başlamıştı. Öylesine kalabalıktı...

2015 Newroz’unda mutlaka Amed’de olmalıyım diye düşündüm, 2014 Newroz’unda. Tam bir yıl öncesinden kafama koymuştum. Orhan gelemese de ben bu kez tek başıma gidecektim. Orhan’ın askerlik sorunu vardı. Tam 43 yıldır kaçaktı. Bu yüzden de bir pürüz çıkmasın diye herşeyden uzak duruyordu. Birlikte katıldığımız eylemlerde bile hep kenarlarda, köşelerde dolaşır, uzaktan seyrederdi. Sonunda bu sorunundan kurtulması için son bir fırsat çıktı. 13 Şubat 2015 tarihine kadar başvuranlara yeni bir bedelli yasası meclisten geçti. Kızımın ve arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın da katkılarıyla 11 Şubat’ta (son iki gün kala) “bedeli” ödedik ve Orhan “özgürlüğüne” kavuştu. Newroz’a bir hafta kala Amed’e gidiş dönüş uçak biletlerimizi alıp, otelde yerimizi ayırttı. Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Basın Bürosu’nun internet sitesinden başvuru formlarımızı doldurarak “POLİTİKA Gazetesi” muhabirleri olarak Akreditasyon işlemimizi yaptı. O, formları doldururken 2015 Newroz’u için yurtiçi ve dışından 400 basın mensubunun başvurusu vardı. Bu sayı Newroz gününe yaklaşıldığında 1000’e ulaşmıştı. Çünkü Kürt Halk Önderi Öcalan’ın Newroz’da çok önemli mesajlarının olacağı günler öncesinden konuşulmaya ve haber programlarında tartışılmaya başlanmıştı. 19 Mart öğle saatlerinde Amed’e uçtuk...

Bölgede çok tanıdık, eş, dost, yoldaşımız var, ama biz kimseye haber vermeden Amed’i keşfedelim istedik. Kızacaklarını biliyorduk, fakat 21. Mart öncesi çevre il ve ilçelerde Newroz kutlamaları vardı, Amed Newrozu’nun hazırlıkları vardı. Yoldaşlarımız DBP’de ve HDP’de aktif çalışıyorlardı. Kimse işini aksatmasın, Newroz’dan sonra Amed’e ayrı bir program yapar gideriz dedik.

Amed'de Newroz 2015 Kutlamaları

Amed bizi yağmurla karşıladı. Kaldığımız üç gün boyunca da hiç kesilmedi yağmur. Bazen doluya çevirdiği de oldu. Otele yerleştikten sonra Akredite kartlarımızı almak için DTK’ne gidelim dedik. Bir taksiye bindik. “Demokratik Toplum Kongresi’ne gideceğiz” dedik. Taksici “Parti’ye mi” deyip yola çıktı. Biz de biliyordur diye bir şey demedik. Havadan (gerçekten havadan yağmurdan) sudan konuştuk. Taksici, bizi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) merkez binasının önünde “işte burası” diye indirdi. Parti binası çok kalabalıktı. İğne atsan yere düşmez misali... Basın Bürosu’nu sorduk, bir odaya yönlendirdiler bizi. Oda da genç bir arkadaşa meramımızı anlattık. Siz yanlış gelmişsiniz, dedi. “Aşağıdaki caddeye inin, 5 dakika yürüyüp karşıya geçin. Kültür Merkezi var. Orada olabilir.” Diyerek bizi yönlendirdi. Çıktık. Yağmur şiddetini artırmış, Biz Amed’i hiç bilmiyoruz. Ben de küçük bir şemsiye var. Orhan montunun kapüşonunu başına geçirdi. Yürüdük... Gittiğimiz yer Cegerxwin Kültür Merkezi. Kapıda güvenlik vardı. Sorduk. Bize “Siz belediye konuk evi’ne gidin” dediler. “Caddeden minibüse binin, Ofis’e gelince inin, orada sorunca size gösterirler” diye de arkamızdan seslendiler. Sonunda bir dolmuşa binip, şoförü de iyice tembihleyip oturduk. Şoför bir süre sonra, Ofis semtinde bizi indirdi, “karşı tarafa geçin, şurası Konukevi.” dedi. Önünde meydanı olan, siyah taştan yapılmış tarihi bir bina. Binanın üzerinde devasa Newroz’a çağıran pankartlar, gökyüzünde asılı duran rengarenk balonlar... Önünde kalabalık insanlar. Sonunda aradığımız yeri bulduk, yağmur da mola vermişti biraz. Tanıdık gazetecilerle de karşılaştık girişte. Basın Bürosu’nu aradığımızı söyledik. İkinci kata çıkardılar bizi. Politika Gazetesi’nden olduğumuzu ve Akreditasyon kartlarımızı almaya geldiğimizi söyledik. Önce “Özgür Politika” sandılar. Ben de 1980 öncesi çıkan Politika’nın devamı olduğunu, yeniden yayınlanmaya başladığını söyledim. Son sayımızdan bir gazete verdim. Yüzlerce kartın arasından bizimkileri bulmaları epey bir zaman aldı. Basın bürosunda çalışan gençler kartlarımızı ararken biraz lafladık. Ben, “Amed’de kimse Demokratik Toplum Kongresi’nin yerini bilmiyor galiba” diye serzenişte bulunacakken, kartları arayan genç bir arkadaş, “Abla, Kürdistan Parlamentosu’nu arıyoruz deseydiniz hemen gösterirlerdi” dedi gülerek. Karnımızı nerede doyurabileceğimizi sorduk. Güldüler...“Amed’e gelmişseniz ciğer yiyeceksiniz, meşhurdur...

Amed'de Newroz 2015 KutlamalarıHer taraf ciğerci. İçleri dolu. Sokak içinde mangal başında bir kadın gördük. Oraya yöneldik. İçerisi bomboştu. Elektrik sobasının yanına oturttu bizi, kurumamız için. İlk ciğerimizi yedik. Ertesi günü de aynı yere gelecektik. Otele döndük. Erkenden yattık. Sabah kahvaltı etmeden çıktık. Bir an önce kendimizi Amed sokaklarına attık. Sokaklar cıvıl cıvıl. Önümüzde yürüyen iki gencin önüne geçip, çocuklar kahvaltı yapacak bir yer arıyoruz, bir de puşi satın alacağız, dedim. İkisi de Malatya’da okuyormuş. Newroz için gelmişler. Oturup sohbet ettik. Onlara da gazete verdik. Birlikte kahvaltı önerdik, “valla biz ciğer yedik, çok özlemiştik” diyerek teşekkür ettiler. Biz de birşeyler atıştırıp, surların yanından yürüyerek, resim çekerek Fiskaya’ya yürüdük. Dicle nehrini, Hevsel bahçelerini tepeden gören bir cafeye oturduk. Dönüşte yine yağmura yakalandık. Doluyla karışıktı. Yerler beyazlaşmıştı. Sur Belediyesi’nin önündeki saçağa sığındık. Kapının önünde birkaç kişi vardı. Yerel giysili bir adam, yanında birileri var. Elindeki şemsiyeyi açmaya çalışıyor. Başkanım şuraya basın, dedim. Gerçekten de Sur Belediye Başkanıymış. “Açılmıyor” diyerek baktı bana.

Sonunda 21 Mart... Çok heyecanlıydık. AMED’de Newroz kutlayacaktık. Erkenden otelden çıktık. Yağmur yağıyordu...Sokaklarda kollarında “kesk u sor u zer” kurdeleler olan görevliler insanları araçlara yönlendiriyordu. Otobüsler ücretsiz. Bir otobüse bindik, dolu. Bana yer verdiler. Hareket ettik. Şoför, hadi yoldaşlar, düğüne gidiyorsunuz, başlayın türkülere, marşlara diyerek otobüstekileri gaza getirmek istedi. Tık yok milletten. “Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin”i söylemeye başladım, sesim gür. İGD Korosu’ndaydım. Çok katılan olmadı. Kürt Özgürlük Hareketinin mücadelesinin demokrasi hareketine, biz komünistlere olan katkısını içeren bir konuşma yaptım. Herkes zılgıtlarla alkışladı. Yoldan bir grup genç aldık. Onlar binince, coşku doruğa çıktı. İninceye kadar hiç susmadılar.

Amed'de Newroz 2015 KutlamalarıAraçtan epey uzakta indik. Daha ileri geçiş yoktu. Yağmurdan her taraf çamur deryasına dönmüştü. Newroz alanına ulaşmamız yaklaşık 40 dakika sürdü. Sonunda alana gelmiştik. Ben bu kadar büyük bir alanı ilk kez görüyordum. Sabah saat daha 9:00, ama onbinlerce insane alana akıyor. Marşlarla, sloganlarla, rengarenk giysilerle... Zar zor girebildik alana. Boynumuza astığımız basın kartlarımız sayesinde kürsüye kadar ulaşabildik, görevliler bizi bir kapıdan içeri aldılar. Yüzlerce basın mensubunun, televizyon kameralarının arasında bulduk kendimizi. Coşkuyu, müthiş kalabalığı görünce, “Amed’de Newroz başka kutlanıyormuş” dedim.

Çekebildiğimiz kadar fotoğraf çektik. Yağmura rağmen milyonlar kulak kesilmiş, önderleri Öcalan’ın mesajını bekliyordu. Orhan bir ara “Bayser bu bariyer birazdan yıkılacak, burada sıkışacağız” diye uyardı beni. Arkamı döndüğümde basının rahat çalışması için ayrılan oldukça geniş bir alanın gençlerle dolduğunu gördüm. Platform önündeki bariyerleri çoktan devirip ta Kürsü önüne kadar yığılmıştı gençler. Herkes çok yakında olmak istiyordu. Biz de bu kalabalıkta nefes almakta zorlanacağımız için (metrekareye 10 kişi düşüyordu neredeyse) protokol tribününe tırmandık görevlilerin yardımıyla. Bizim çıktığımız yerdeki demir duvarlara tırmanan çevik, gözü kara gençler demir profillerin üzerine tırmanıp cambaz gibi yürüyorlardı. Görevlilerin müdahalelerine karşı saygılı davranıyorlardı. Özellikle bir kadın görevlinin bir dediğini iki etmeden uyarılarını yerine getiriyorlardı. Bu durum dikkatimi çekmişti.

Sonunda beklenen an geldi. Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in Öcalan’ın mesajını okuyacağı anons edildiğinde şiddetli yağmura rağmen alanı terketmeyen milyonlar, “Öcalan’a Özgürlük!” sloganı ile Newroz alanını inletiyordu. Gökgürültüsü gibiydi...

Kutlamalar akşama kadar sürdü. Sanatçılar sırasıyla şarkılarını söylediler. Newroz’u kutlamaya gelen milyonlar halaya durdular.

Newroz alanından ayrılırken insanların yüzlerindeki kararlılığı, mutluluğu, mücadele azmini, zafere olan inançlarını gördüm. İyi ki gitmişiz Amed’e...


Konuyla ilişkili diğer makaleler